Menderes'in renkli dünyası ve siyasi hayatı Yassıada'ya getirilmesiyle bitiyor ve çile, ıstırap, hasret; ekmeği, katığı, suyu oluyordu. Hücre şeklinde bir odaya kapatılan ve hiç kimse ile konuşturulmayan, odasından çıkarılmayan Menderes, pencereleri perdelerle kapalı bu odada gece ve gündüz tepesinde yanan bir ışık da, bedenini ve ruhunu aydınlatmak şöyle dursun büyük bir azap veriyordu.