Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Metroda kitap okuyordum. Birkaç gündür metronun hangi durakta olduğunu gösteren kapı üstündeki ışıklı sistem çalışmıyor. Kitaba dalınca da hangi durakta olduğunu fark edemiyor insan. Bazen hangi durakta olduğunu unutmak güzel oluyor ama işe yetişmek zorunda olunca strese dönüşebiliyor bu sorun. *** Yağmur. Kendine has bir imlâ ile yağıyor. Islanmanın şiire dönüştüğü yağmurları seviyorum. Kim sevmez ki yağmurun bir vahiy gibi sinesine inişini. *** Yağmurlu sabahlarda otobüsle ilişkimi çok anlattım daha önce. Bu sabah da otobüse aktarma yaptım. Metrodan inip otobüse binmek benim için kısmi bir sessizliğe kavuşmak manasına geldi yine. İçime kapandım, bir masaya yaslanıp uyumaya çalışır gibi, hayalen ellerime yasladım başımı, camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bu yazıyı nasıl yazmam gerektiğini düşündüm mesela. Bir başlayayım dedim, sonra gerisi gelir nasıl olsa. Çünkü kapılarak yazmayı daha çok seviyorum. Planlı yazmak benim becerebildiğim bir şey değil. Şu an bu satırların yazıldığı mekanı söylesem kimse inanmaz bana. Ben de henüz bir saat önce otobüs camına asılmış yağmur taneleri bana biz gökyüzünden geldik deseydi inanmazdım. Niye inerdi ki yağmur damlası gökyüzünden? Otobüs camına asılmış haliyle o kadar yeryüzündendi ki... *** İsra... Kandil kılıp yaktığımız ama üzerinde çok düşünmediğimiz "Supernatural" bir olay. Metin Ağabey'in iki notuna yer vermek istiyorum yazının bundan sonraki kısmında. "Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir." Dikkat! Cümlenin nesnesi "kul". Kulunu götürüyor Allah Teala. Resulünü buyurmuyor dikkat edin. Bu kadar mukaddes bir yolculuk için, bu denli yüklesebilmek için dikkat buyurun "kul" olmak lazım geldiği ifade ediliyor. "Abduhu ve resuluhu"nda olduğu gibi. Bir diğer yönü ise bir daveti içerir diyor Metin Ağabey... "Siz de o yolda giderseniz, size de kendi istidadınız nispetinde bir miracı nasip ederim" mesajını verdiğini söylüyor. *** Otobüsün camında asılı duran yağmur taneleri ne kadar da yeryüzüne ait görünüyordu; halbuki gökyüzünden inmiştiler. Ruhumuz da semalara ait değil mi? Yağmur ile bu kadar aşina oluşumuzun bir sebebi yok mu? Allah geceleyin sürü sürü bulutları bir yerden bir yere götürüp orada yağdırmıyor mu? Ve oradan başka yerlerde yağdırmak üzere tekrar gökyüzüne çıkarmıyor mu? "Abdihi" kelimesiyle nerelere geldim. Âh kul olabilsek ya...
··
286 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.