Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Diğer ibadetler bir ispat (olumlama) iken oruç ilahi rızayla bağı kopmuş her türden dünyevi yönelime dönük bir nefy (olumsuzlama) ve terktir. Bu manasıyla oruç, maksadı yalnızca bu dünya olan her türden emeli boykot edip tüm kaygıları tek bir kaygıda birleştirme çabasıdır. Gazze hadisesinin anlamlı bir şekilde gündemimize yeniden soktuğu boykotu, Ramazan’ın bize verdiği dersler planında yeniden ve daha derin bir şekilde düşünebiliriz. Boykotu bu derin anlamıyla kavradığımızda, boykot edilmesi gereken zihniyetin esasen bu-dünyacılık olduğu görülür.. Siyonist rejimin arkasında bulunan ileri derecede kapitalistleşmiş, bu-dünyacı liberal hegemonya, iktidarını kendisini gizlemek ve egemenliği altına aldığı kölelere özgür olduklarını hissettirmek suretiyle yürütür. Bu gizlenmiş hegemonyayı açığa çıkarmanın yolu, komplo teorileriyle onun hakkında konuşup durmak değildir. Gazzelilerin de bize öğrettiği haliyle eylemlerimizi bu-dünyaya ait maksatlarla sınırlamak yerine onları dünyevi maksatların ötesine, ilahi rıza gayesine yöneltmektir. Müslümanlar en dünyevi görünen eylemlerini bile Allah rızası için yaparlar. Günlük dilimize yer ettiği haliyle bir Müslümanın diğerine yapacağı en büyük dua “Allah razı olsun!”dur. Çünkü Müslüman bilir ki bir Müslüman yaptığı her şeyde Allah'ın rızasını umar. Bu bakış açısı amellerimizi bu-dünyanın ötesine taşır, onlara ilahi rıza katına yükselecekleri bir ruh armağan eder. İbn Atâullah el-İskenderî’nin deyişiyle “Ameller dikili heykeller gibidir, bu heykellere ruh veren şey ilahi rıza maksadının, yani ihlasın onlardaki varlığıdır. Kendinde ruhsuz bir cesetten ibaret eylemlerimize ilahi rıza maksadı değil, bu-dünyacı bir yolla yalnızca sermaye artışı ve daha fazla kâr hevesi eşlik ediyorsa, biz de sorunun artık bir parçası haline gelmiş oluruz. Sorunun parçası haline gelenler, çözümün parçası olamazlar. Sermaye artışı ve daha fazla kâr hevesi, yalnızca zenginlere havale ederek kurtulabileceğimiz bir günah değildir. Sermaye ve kâr yalnızca maddi şeylerden ibaret sayılmaz; kâr hanesine görünürlük ve bilinirliği, beğenilmeyi, herhangi bir makamı, güç ve iktidarı vb. de koyabiliriz. Somut bir şekilde ifade edecek olursak; bir Müslüman aldığı arsayı, oturduğu makamı, kurduğu ilişkiyi, göründüğü sahneyi yalnızca daha kârlı bir arsa, daha üst bir makam, daha itibarlı ilişkiler ve daha büyük bir sahne için sermaye gibi görüyorsa.. > > onun eylemlerini Hakk’a kanatlandıran ilahi rıza kaybolmuş, rıza kaygısının yokluğunda bir cesede dönen eylemlere kapitalist hegemonya kendi ruhunu üflemiştir. Bu ruh, eylemi Hakk’a değil yalnızca bu-dünyaya mahsus kâra taşır ve kendi egemenliği için hizmetkâr haline getirir. Allah Resûlü tüm eylemlerini rızaya erişme maksadıyla yapan; dünyayı dünya için değil, ahiret için sermaye gören kişileri şöyle müjdeliyor: “Kim bütün kaygılarını tek bir kaygıda, öte dünyada rızaya erişme kaygısında toplarsa, Allah onun bu dünyadaki tüm kaygılarını giderir.” Eylemlerini dünyevi maksatlarla parçalayıp şu işinde daha fazla para, şu işinde şöhret, şu işinde üst makamı amaçlayan ama ibadetlerinde rıza uman kişileri ise uyarıyor: "Kim de kaygılarını parçalar ve dünya hallerine dağıtırsa Allah onun hangi vadilerde helak olduğuna aldırmaz" Yalnızca Allah’a dayanan, ondan başka kuvvete boyun eğmeyen, maksatlarını onun rızasından başka şeyle dağıtmayan Gazzeli Müslümanlar, tüm insanlığa korkuyu yenmenin ne manaya geldiğini gösterirken bu müjdeye mazhariyeti ispat ediyor. Ramazan işte bu müjedeye mazhariyetin sırrını bize öğretmek üzere, şimdi her zamankinden daha açık bir dersle duruyor önümüzde. Öğrencisi olabilmek niyazıyla.. İbrahim Halil Üçer Hoca
·
142 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.