Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Locke, Montesquieu gibi düşünürler, egemenliğin bö lünmez olduğu bir sistemde bireyin bütüne feda edildiğini ileri sürerek, bireysel özgürlükleri korumak adına devlete içkin egemenliği (özellikle kullanım bakımından) parçala yıp erkleri farklı ellere dağıtırlar. Oysa Rousseau'ya göre devletin zayıflanlmasına yönelik bu düzenleme, istenile nin tam tersi bir sonucun dağınasına yol açar. Çünkü egemenliğin bölünerek güçsüzleştirilmesi (hatta yok edil mesi), dolayısıyla devlet otoritesinin küçültülmesi, kaçı nılmaz olarak bireysel özgürlükleri yok edecek çeşitli ikti dar odaklarının belirmesine neden olur. Devletin halkın iradesiyle özdeşleşen iradesini ya da bu iradenin işlemleri olan yasaları bütün yurttaşiara dayatıp kabul ettirme er kinden yoksun kalması durumunda, toplumdaki güçsüz kişiler güçlülerin insafına terk edilmiş olur. Güçlünün hak kı ilkesi yeniden işlemeye başlar. Insanların insanlara ba ğımlı kılındığı böyle bir ortamda yalnızca özgürlükler de ğil, yaşamlar bile büyük bir tehdit altındadır. lşte, bu kötü lüğü engellemenin ve bu bağımlılığa son vermenin tek yo lu, devleti, bütün bireyleri her türlü oligarşiden koruyabi lecek denli büyük bir güçle, yani bireylerin sözleşmeyle ona verdikleri "ortak güç"le donatmaktır.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.