Edebi bir değeri var kuşkusuz. Boğaziçi Üniversitesi'nde Türk Dili II dersinde okutuldu bu dönem. Yoksa popüler bir kitap olmasına rağmen okumamıştım yine de. Peki ne anladım, ne gördüm kitapta? Kurgu fena değil. Bir umut aşılıyor gibi. Bütün ıssız insanlara. Dile getirilmeyen düşüncelere ve duygulara. Köşede bucakta kalmış günlüklerimize karalamalarımıza. Yazar için de muhtemelen ruh dünyasında eksik bir parçanın tamamlayıcısı konumunda. Kim varoluşu üzerine fantezilere kapı aralamak istemez ki? Hem de son nefese kadar belki de. - Spoiler - Bir başka açıdan, Raif karakteri çok kasıntı geldi bana. Aslında Puder de çok farklı değil. Kasıntı olacak ki roman tutsun belki de işin sırrı burada. Ama ikisinin de psikopatolojik yönleri oldukça belirgin. İnsan bu. Yarası illaki olur. Öte yandan Puder'in açık sözlülük konusunda Raif'e yaptığı bir konuşma vardı, o sardı baya beni. Ne hatırlıyorum kitaba dair desem o konuşma gelir aklıma. Tabi öznel bir deneyim. Ve ben farketmesem de hocanın derste belirttiği bir tespit var. Puder'in Raif'e olan aşkına inandığını söylediği bölüm. İşte orası Feminizm'in yalan olduğu bölüm. Raif erkek cinsiyet kimliğine has özellikleri sergilediğinde Puder aşık oluyor Raif'e. Puder'in bakımıyla ilgilendiği kısım... Hayat işte. Kadın dediğin dolaylı yalanların hayal dünyasında yaşayan bir canlı. Yalan söylemek incelikli bir sanat. Hele de duyulmak istenen yalanları. Ve kitabı toparlayayım. Okunur. Okuyanı da çok. Çerez niyetine güzel gider. Daha önce Sabahattin Ali okumamıştım. Sevdim. Kuşkusuz benim değinmek istediklerimden fazlası var kitapta. Toplumcu Sabahattin'in bireysel temaları bu kadar yoğun işlediği bir romanı, uzun hikaye de denebilir. İlaveten Nazım'ın bu kitap hakkındaki yorumuna da bakabilirsiniz. İyi okumalar.

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,8bin okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.