Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Rojava demokratik-özerk yönetimi, Suriye rejimine ve kayda değer si­lahlı güçleri Selefi, çoğu İslamcı Suriye muhalefetine karşı laik-seküler bir "üçüncü yol" açma iddiasının yanı sıra, ulus-devlet modelini aşma savında­dır. Anayasa yerine geçen Rojava Toplumsal Sözleşmesi, Kürtlerin yanı sı­ra Asuri, Süryani, Ermeni, Çeçen ve Türkmenleri kurucu unsur olarak ta­nır, lslam-Hıristiyanlık ve Ezidi inançlarını beraber yaşayan inançlar, Kürtçe-Arapça-Süryaniceyi üç resmi dil kabul eder. Formel ve sembolik etno­ toplumsal çoğulculuğu 'yaşar' kılmaya dönük, etnik topluluklar arası iliş­kileri ısındırmayı hedefleyen "Kardeşlik Meclisleri" gibi teşebbüsler de gö­rülür. (Cizlre kantonu etnik çeşitliliğiyle zaten bu çoğulculuğun jeneratörü işlevi görmüştür.) Kadınların politik ve toplumsal katılımını formel zaru­ret haline getirerek teşvik eden düzenlemeler, Rojava'daki toplumsal-poli­tik devrim hareketine "kadın devrimi" de denmesine yol açmıştır. Toplum­sal hayatın küçük birimlerdeki "komün merkezleri" ile, iktisadi faaliyetlerin "herkesin çalışmasına göre kazanacağı" kooperatiflerle örgütlenme­si hedeflenir. Kısacası bu küçük ülkede iktidar koalisyonunun büyük gücü konumundaki PYD, Rojava'yı KCK Sözleşmesi'nin ve Öcalan'ın modelinin tatbikata konacağı bir topia olarak tahayyül etmeye ve örgütlemeye çalışıyordur. Nitekim eğitim müfredatında Öcalan doktrininin, "resmi ideoloji" mevkiine yakın olduğu anlaşılır. Beri yandan Rojava yönetiminin bazı böl­gelerde Arap nüfusu yerinden etme 'önlemleri', ayrıca Barzani'ye yakın Su­riye Kürt Ulusal Konseyi gibi başka Kürt hareketlerini 'tanımama' hatta ko­vuşturma eğilimi, çoğulculuğun kağıt üzerindeki kadar salim temellenme­diğine dair ciddi şikayetlere yol açmıştır. Her halükarda Rojava, alternatif bir siyasal-toplumsal modelin tecrübesi olarak değerlendirme-tartışma im­kanı saklı kalmak üzere; PYD ve PKK'nin bir "siyasal antite" olarak tanınma arayışının aracı işlevini görüyordu. 2014 sonbaharında Kobane kantonunu hedef alan IŞlD saldırısı, Rojava'yı dünya kamuoyunun gözü önüne getirdi. Gaddarlığıyla dehşet uyandıran, Se­lefi bağnazlığını bir provokasyona dönüştüren IŞlD'e karşı kadın savaşçıların yer aldığı, çoğulcu ve demokratik bir birarada yaşama seçeneğini savu­nan bir direniş hareketi çehresi taşıması, Kobane'ye dünya çapında bir sem­pati kazandırdı. Şengal bölgesinde IŞlD'in Ezidilere dönük soykırımcı saldı­rısının YPG müdahalesiyle önlenmesi, başlı başına güçlü bir uluslararası iti­bar amili idi. Bu sempati, zaten belirli bir sol/sosyalist enternasyonalist ilgi­ye ve gönüllü çalışma katkısına mazhar olan Rojava'ya Türkiye'den ve baş­ta Batı ülkeleri, birçok yerden gönüllülerin savaşmaya gitmesini de sağladı. İran'dan, Irak'tan ama en çok Türkiye'den Kürt gençler zaten kitlesel halde oraya akıyor ve can veriyorlardı.
Sayfa 880 - İletişim Yayıncılık
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.