Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

432 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir gün biteceğini asla kabullenemediğim ilk seriydi. Ama bitti. Ne hissedeceğimi ne düşüneceğimi o kadar bilmiyorum ki… yine de bir yerden başlayacağım yazdıkça hislerimin karmaşasından kurtulacağıma inanıyorum. ve bir bilgilendirmede yapmam gerekecek olursa bu inceleme bir yorumdan çok hislerimi barındıran bir yazı olacaktır... Sanırım kitabın sonundaki duygularım daha yoğunlukta olduğu için oradan başlamalıyım. Öncelikle bir yuvaya veda etmek gerçekten çok kırıcı bir durum kitap ne kadar iyi sonla biterse bitsin o kitap sizin yuvanız olduysa bitirirken kalbinizin kırıldığını hissediyorsunuz fakat her daim yaşadığımız kırıklıklar gibi değil. Onlarda olduğu gibi nefes alamamazlık yaşamıyorsunuz ya da kalbiniz delicesine ağrımıyor. Sadece bir burukluk hissediyorsunuz. Bu burukluk yavaş yavaş kalbinizi parçalıyor. Siz bunu biliyorsunuz hissediyorsunuz ama canınız yanmıyor. Her neyse. Bu hisler bir yana dursun artık iyi şeyler yaşanıyorken bu hikayede bende iyi hislerimden bahsedeceğim. En azından deneyeceğim. ( çok minik spoiler içermektedir. Eğer hiç spoi yemek istemiyorsanız spoinin bittiği yerden devam edebilirsiniz.) Benim yuvam olan Sokak Nöbetçileri, Vazgeçişlerim de yanımda olan ve her zaman başka bir yol olduğunu öğreten sevgili karakterlerim. Bir karakterden çok yanımda gerçekten sıcaklıklarını hissettiğim, kötü hissettiğimde sarılabildiğim. Heyecanlıyken birlikte kahkaha atabildiğim. Bu hayatta ki bazı kişiler haricinde hayatıma giren sahte insanlardan daha gerçek hissettiren bir yuva gibiydiler benim için. Kaçarken, saklanırken, ağlarken, canım yanıyorken, mutluyken heyecanlıyken, stresliyken ve açıkça insanlara karşı fikirlerimi söyleyemiyorken bile yanıma baktığımda onları görüyordum. Sarılmak istediğimde onlara sarılıyordum... Belki fiziksel değil ama ruhsal olarak. Bu yüzden onlara çok minnettarım ve onlara karşı olan duygularımı da bu satırlara dökmek istiyorum. Öncelikle Helin Aktan. Saye Güneş. İlk okuduğumda kendime benzettiğim ama senin yaptığın çoğu şeyi yapamadığımı ve aslında sana hep hayran olduğumu fark ettim. İkinci kitabın sonunda bitseydi her şey belki hala aynı düşüncede olabilirdim. Çünkü sende vazgeçtin. Her şeye rağmen. Yine de ne olursa olsun o zamanda bile ayakta durmayı başarabildin. O zaman da bu yönüne hayrandım ve şuan daha fazla hayranım çünkü ben bunu başaramıyorum. Çoğu zaman düştüğüm yerde acı çekmeye devam ediyorum. Biliyor musun sende hissettiğim şeylerin tam tersini de ışıkta hissetmiştim başlarda onun hiç vazgeçmeyişlerine hayrandım. Ama oda eski Helin’in kaderine mahkum düştü. Oda vazgeçti. En azından böyle düşündü uzunca bir süre. Benimde bu süreçte sürekli duygularım değişti. Yine de biliyor musun ikinize de ne olursa olsun hayranım çünkü her şeye rağmen yine de bırakmadınız, bırakamadınız. Ben bunu yapabilir miydim bilemiyorum. Her şeyin üstesinden gelebilir miydim? Kaçmaktan vazgeçebilir miydim? Daha kendi hayatımda ki yaşanmışlıklarının üstesinden gelemiyorken sizin yaşadıklarınızla başa çıkabilir miydim bilmiyorum. Bu yüzden ikinize de daima hayran olacağım ama şunu söylemeliyim ki eğer bir gün her şeyin üstesinden gelmeyi başarabilirsem ya da en azından anne Helin’in dediği gibi düştüğüm yeri yuvam yapabilirsem size olan hayranlığım yerine sizin gibi olabildim diyeceğim. Kim bilir belki de başarabilirsem eğer gelip buraya yazdıklarımı bir daha yazarım. Olması gerektiği gibi… Seni çok seviyorum Saye’m. Işık Sarca. Nil Göktepe. Aslında sana olan hislerimin çoğu kısmını en başta anlattım. Fakat buraya sana ait bir kısım ayırmalıymışım gibi hissediyorum. Bu yüzden ikimizin de ortak olan o hayalinden bahsetmek istedim. Anne olmak. Senin için artık imkansız olan o hayali umarım bir gün yaşatabilirim. Bunun için daha çok küçüğüm fakat bir gün yaşayabilmek dileğiyle hayalinin bende daima var olduğunu ve bu konuda seni asla yalnız bırakmayacağımı bilmeni istiyorum. Umarım dediklerimi hissedebiliyorsun. Seni çok seviyorum Nil’im. Lal Sarca. Zeynep Elçeri. Bencillik kötü bir huy dendi küçüklüğümden beri bana. Senin de yaşadıkların bunun kanıtıydı belki ama bazı durumlarda senin gibi bencil olabilmek o kadar çok isterdim ki. Kendimden önce insanları düşünmek çok fazla yoruyor... İkimiz özellikle bu yüzden birbirimize fazla uzaktık. Sen eskiden fazla bencildin ben ise asla bencil olamıyordum. Her şeye rağmen sen başardın artık onlar için uğraşıyorsun özellikle Bartu ve Koza için. Sana öncelikle bunları söylediğim için de üzgünüm sanki seni hiç anlamamışım gibi oldu fakat en çok ta seni anladım Lal. Bilmemelerini anladım. Kaçmak istemlerini anladım. Sevememeni anladım. Bencilliğini bile anladım. Çünkü bunların hepsi tek bir şeye bağlanıyordu bu cümlenin de başında söylediğim gibi bilmemeye. O yüzden sana hiçbir zaman kızmadım. Sadece bu konuda diğerleri için üzüldüm ama yine de sana kızmadım. Çünkü biliyordum bilmeye öğrenmeye başladığın an onlar için çabalayacağını biliyordum. Beni haksız çıkartmadığın için teşekkür ederim. Onlar için konuşmak istemende çok hoş bir istekti özellikle Bartu için… Seni çok seviyorum Zeynep’im. Yankı Sarca. Umut Güneş. En başından beri fark edemesem de bu kitapta en çok benzediğim kişi senmişsin Yankı’m. Çünkü biz kendimizde önce daima çevremizi önemsedik. Kimseye bir şey olmasın diye onlarında acısını biz yüklendik. Bu acılar ikimize de çok ağır geldi fakat sen yine bir şekilde üstesinden gelebildin fakat ben bunu da başaramıyordum ki hatta bu acıların üzerime gelmesine de izin veriyorum. Sadece senin sayende aslında her zaman başka bir yol olduğunu öğrendim. Bunun için sana çok teşekkür ederim. Hala düştüğüm yerden kalkamadım ama en azından bana bir umudum olduğunu, olabileceğini gösterdin. Tıpkı adın gibi. Tekrardan çok teşekkür ederim bana başka yollar olabileceğini gösterdiğin için. Seni çok seviyorum Umut’um. Koza. Poyraz Aktan. Abiciğim. Hiçbir zaman olamayacak abimin yerine bana abilik yaptığın için çok teşekkür ederim. Bir abiye ihtiyacım varken ve bir o kadar da abim olmasını isterken Saye’nin abisi olduğun gibi benimde abim oldun. Umarım sana abi demem seni rahatsız etmez. Abim olduğunu hissetmek bana o kadar çok iyi geliyor ki buraya sığdırabileceğimi hiç zannetmiyorum. Burada ki konuşmamı kısa kesmek istiyorum çünkü hislerimi bildiğini düşünüyorum. Bu iki senede en çok senin varlığını yanımda hissetim. Herkesten önce senin hayalin karşımda canlandı. Bu yüzden beni anlayabileceğini biliyorum, hissediyorum. Umarım hislerim haksız değildir. Seni çok seviyorum Poyraz’ım. Bartu Sarca. Başka bir şey değil yalnızca Bartu. Benim saf ve masum yanım. Seni okuduğum yıllar boyunca o kadar fazla anladım ki… Ne olursa olsun en masum taraf olman daima öğrenilecek haberi en son öğrenmen. Sürekli senden bir şeyler saklanılması. Hepsini ama hepsini hissettim. Çünkü bu konuda bende senin gibiydim. Sanki yoktuk. Sanki hayalet gibiydik. İnsanlar bir süre biz gerçekten hayaletmişiz gibi davranıyorlar ve her şeyi son dakikada fark edip bize söylüyorlar. Senin için bu artık geçmişte kaldı. Bunun için de çok mutlu oldum. Artık herkes seni görüyor. Artık Lal seni görüyor. Umarım bir gün tamamen benim içinde geçerli olur bu yaşanılanlar. Ama benim için üzülme çünkü şuanda en azından birkaç kişi beni önemsiyor hayalet olarak bakmıyor bana bu yüzden de kendimi mutlu hissediyorum. Sadece tek isteğim senin masum tarafının hiçbir zaman ölmediği gibi benimde ölmemesi. Tek isteğim bu. Saf sevginin hiçbir zaman bitmemesi dileğiyle. Seni çok seviyorum Bartu’m. Son olarak benim için çok özel bir karakter olan Nadir’im. Umarım artık acı çekmiyorsundur. Umarım daha mutlusundur. Bu dünya senin üzerine çok fazla acı bindirdi. Bu acıların altında kalman seni lütfen üzmesin. Bu dünyada senin çok canın acısa da masallarda sen bir kahramansın. Kahramanlar ise daima çok güçlü kalırlar. Bu dünyada ki zayıf ve hastalıklı bedenin masallarda sağlıklı ve çok güçlü. Biz seni masallarda yaşatmaya devam edeceğiz. Seni hiçbir anımda unutmayacağım. Huzur içinde uyu. Seni çok seviyorum Nadir’im. ( minik spoili kısım bitti.) Bu kadar uzun yazacağımı bende tahmin etmiyordum fakat ilk başta da umduğum gibi yazdıkça her bir duygum yerine oturdu. Şuan kendimi daha huzurlu hissediyorum. Her şey benim içinde açıklığa kavuşmuş gibi… Umarım bu kitap seneler sonrada var olur ve daima umudunu kaybetmiş insanlara her zaman başka bir yol olduğunu gösterir. Her zaman yaşamaya çalışmanız dileğiyle.
Sokak Nöbetçileri 4
Sokak Nöbetçileri 4Aslı Arslan · İndigo Kitap · 20231,086 okunma
·
5 artı 1'leme
·
270 görüntüleme
ZEYNEP okurunun profil resmi
Ellerin ağrıyor mu😅
Ceylin okurunun profil resmi
yok aslında şey yani kitap yazmaya alışık olduğum için 1.183 kelime bana az geliyor sadece bu kadarcık olduğu içinde hiç ağrımadıııı
5 sonraki yanıtı göster
Damla okurunun profil resmi
O kadar güzel yazmışsın ki... Her karaktede kendinden bir parça görmüşsün, tıpkı benim gibi. Sokak Nöbetçileri, benim için yol gösterici oldu. Ne zaman üzülsem, acılı bir hikaye duysam, aklıma ilk onlar geliyor ve ben o hikayenin içinde onları arıyorum. Ama bir yerden sonra fark ettim ki, onlar aslında her acılı hikayenin içinde. Vicanlarına, vicdansızlıklarına ve korkularına rağmen. Sokak Nöbetçileri benim her şeyim ve içimde ukde kalan nadir kitaplardan biri. Aslında kitap dememeliyim; onlar her yerde ve her anımızda. Onlar her acının içinde var. Onların o acılar içinde kalmamasını o kadar çok isterdim ki... Ve mümkün olsaydı eğer, elimden geleni yapardım. Yaşadıkları acılara rağmen bazen onların yerinde olmak istiyorum. Çünkü sonunda mutlu oldular. Masal iyi sonla bitti. Ve benşm masalım iyi sonla mı bitecek bilmiyorum, onlar gibi güçlü kalabilir miyim bilmiyorum. Ama direneceğim. Korkularıma, vicdanıma ve vicdansızlığıma rağmen direneceğim. Ve Kalbimin sesini dinleyeceğim. Tıpkı Saye gibi. Beni duymanızı ve konuşmayı o kadar istedim ki... Her zaman kalbimde olacaksınız. Ve benim kalbimin sesi de, vicdanım da, vicdansızlığım da, korkularım da siz olacaksınız. Bu yorumu okuyacak bir başka bir insan. Belki yıllar sonraki okuyucu, Sokak Nöbetçileri'ni her zaman kalbinde taşı. Ve onları unutma, çünkü onlar unutulamaz. Kalbimin ve sokaklarımın nöbetçilerine...
Ceylin okurunun profil resmi
çok minik spoi demişim ama büyükte spoi var nadirin kısmını aşırı büyük bir spoi yemek istemiyorsanız lütfen atlayınnn
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.