Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

220 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yüz denen pasaport ...
...Gerçekten utanması gereken birileri varsa o da yüz denen pasaport olmaksızın insanın kişiliğini kabul etmeyen, beni neredeyse canlı canlı mezara gömmeye kalkan bu dünya değil miydi? Kahramanımız kitabın bir bölümünde yaşadıklarına olan isyanını bu cümlelerle haykırıyordu... Kitapta bir deney sırasında sıvı patlaması sonucu yüzünde onulmaz yaralar oluşan bir kimyagerin yaşadıklarından bahsediliyor. Kitap olaydan ziyade bu yaşanan olaylarla gelişen olgulardan oluşmakta. Kobo Abe bana göre müthiş psikolojik tahliller yapmış. Özellikle duyguları anlatırken yaptığı benzetmeler , o duyguyu yaşarken hissedilenleri en ham haliyle insana düşündürüyor. Örneğin bir satırda utancı " kırk ayaklı utanç orduları, utanç kurdeşeniyle her yerim şişmişti " gibi benzetmelerle bizi duygunun derinliğine götürüyor. Ve daha birçok benzetme ... Okurken anlatılan duyguyla ilgili ; ' vay be hiç bu açıdan düşünmemiştim ' dediğim çok yer oldu. Kahraman siyah , beyaz ve gri defter olmak üzere kitabı üçe ayırmış. Bir de son sayfalarda karısının mektubu ve kendisinin o mektuba yazdığı karşılık mevcut. Siyah defterde yaşadığı kaza sonrası insanların ona karşı davranışlarının ve kendi ruh halinin değişimini anlatıyor. Beyaz defterde , kendine gerçek bir yüzden ayırt edilmesi zor bir maske yapmayı düşünüyor ve gelişen olayları içsel dünyası çerçevesinde anlatıyor. Gri defterde ise , maskeyi taktığında büründüğü kişiliği anlatıyor. Ve kahramanımız maske ile diğer insanlarla eşitlendi artık o da aramızda... Onun deyimiyle bir nevi geçici eşitlik... Kitabın başında defterde renklerinin bir anlamı olmadığı karakter tarafından söylense de , bence siyah renk yaşadığı umutsuzluğu ve karanlığı, beyaz renk maskeyle birlikte gelen umudu ve tünelin sonundaki aydınlığı, gri renk ise maskeyle birlikte tekrar hayata katılmayı yani siyah ve beyazın ortayı bulmasını, dengeyi ve hayatla uzlaşmaya çalıştığını anlatıyor. Kitabı okudukça, yüzdeki ifadelerin davranışlarımızı şekillendirmemizde, yolunuzu çizmemizde , kısacası hayatta bize yol haritası olduğunun önemini anladım. Başlıkta da dediğim gibi yüzümüz bizim dünyadaki pasaportumuz. Gel gör ki bu pasaport olmadığı zaman insanlar arasında görünür biçimde görünmez oluyorsunuz... Karakterimiz tekrar görünür olmak için kendine maske yapıyor . Maskeyi takmaya başladıktan sonra kişiliği değişiyor. Bazen maskenin onun benliğini ele geçirdiğinden bahsediyor. Sizce maske içimizdeki iyilikleri mi kötülükleri mi ortaya çıkarır? İyilik için maskeye gerek yoktur . Ama bir köşede saklanan içimizdeki o uyuyan canavar, o suçlu, maskeyle birlikte özgürleşir. Bizim kimyagerde de öyle oluyor ve o derinlerde sakladığı tabuları yıkmak isteyen tarafı maskeyle birlikte ortaya çıkıyor ve maskenin ona tanıdığı " tanınmazlık " ile birlikte özgürleşiyor. Kobo Abe sadece yüzünü kaybeden bir insanı anlamamış bize. Eğer toplumda herkesin bir maskesi olsaydı insan ilişkileri, evlilik , sadakat, adalet , toplulukla yaşama, devlet , millet kavramları ve suçun anonimleşeceğinden bahsetmiş. Ayrıca yüz kavramının ırk ayrımcılığın temel ögesi olduğunu dile getirmiş. Yani yazar yüzün hem kimlik hem de kimliksizlik olduğunu bize anlatmaya çalışmış ... Peki siz kendi maskesini takan başkası mısınız?
Başkasının Yüzü
Başkasının YüzüKobo Abe · Monokl Yayınevi · 2018320 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.