Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Herkesin anlaması lâzım geldiği için herkesin anlayabileceği bir lisân ile yazılan bu eser evvelâ hafîf, latîf bir mukaddime ile başlıyor: Eski Köprü üzerinden geçerken Halic’in, İstanbul’un, Yeni Câmi’in manzarasını mücmelen tasvîr ediyor. Sonra nazarları İstanbul’un, hattâ bütün Osmanlılığın en muhkem, en muhteşem âbide-i lâhûtîsi olan Süleymaniye Câmii’ne doğru çeviriyor. Şadırvan kapısından başlayarak avluyu, ma’bedin içini, namazını bitirip tesbîh çeken cemâatin hâlini gösteriyor. Duâyı müteâkıb kürsüye bütün Âlem-i İslâm’ı dolaşmış muhterem bir pîr çıkıyor: “Size va’z edecek değilim; cihân-ı tevhîdin hâlini anlatacağım!” diye söze başlıyor. Âhenk-i beyânıyle rûhları meshûr eden bu ihtiyâr on, on beş sene evvel Sibirya’dan kalkıp Memâlik-i Osmâniyye’ye gelmiş, milleti îkāz için bir hayli uğraşmış, lâkin hükûmetin ta’kībâtından göz açamayarak tekrar Rusya’ya geçmiş. O zamanlar ise Rusya’da gāyet dehşetli bir istibdâd hüküm sürüyormuş. O kadar tazyîka rağmen bu ihtiyâr matbaa açmış, gazeteler, risâleler çıkararak müslümanları uyandırmak için birçok çalışmış. Nihâyet hükûmet matbaasını basmış, kendisi Türkistan’a kaçmış, kurtulmuş. Buralarını Rusya’daki müslümanların ahvâl-i ictimâiyye ve iktisâdiyyeleriyle beraber gāyet etrâflı olarak hikâye ediyor. Sonra Buhâraları, Semerkandları, daha sonra Çin’i, Mançurya’yı, Japonya’yı gördüğü gibi anlatıyor. İhtiyâr Hindistan’ı gezerken İstanbul’da Kānûn-ı Esâsî i’lân edildiğini haber alıyor. Artık oralarda duramayarak kalkıp buraya geliyor; hürriyeti Osmanlıların nasıl telakkī ettiklerini, inkılâbdan ne sûretle müteessir olduklarını acı bir lisân ile söylüyor. Daha sonra bütün Âlem-i İslâm’ı musâb eden felâketin Osmanlı âfâkını da tehdîd etmek üzere olduğunu etrâfıyle îzâh ediyor. Bu sırada söylediği sözler cemâati cûş u hurûşa getiriyor. İhtiyar onları teskîn ettikten sonra meydandaki maraz-ı ictimâînin mâhiyetini, edvârını, usûl-i müdâvâtını ber-tafsîl bildiriyor. En sonunda gāyet müessir bir duâ ile kürsüden iniyor. Eserde bütün müslümanların bilhâssa Türklerin gözlerini dört açacak intibâh levhaları doludur. Bu kitaptan birer tane edinmelerini muhterem kāri’lere tavsiye ederiz.
Safahat - İkinci Kitap - Süleymaniye Kürsüsünde
Safahat - İkinci Kitap - Süleymaniye KürsüsündeMehmet Akif Ersoy · Tiyo Yayınları · 20216,3bin okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.