Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kur’an-ı Kerim İnsanlar Tarafından Neden Tahrif Edilemyor?
Dünden beridir çok mutluyum. Bu mutluluğumun sebebi Kur’an Kerim’in nasıl tahrif olmadığının tespitini bulabilmektir. Okumak, Allah’ın ilk emridir. Bu yoldan giderek kendimi geliştirdim ve hâlâ geliştirmekteyim. Bu nedenle insanoğlu her ne kadar kendini geliştirirse ve yeni yeni şeyler keşfetse bile, her zaman öğrenci kalır. Dün Kur’an Kerim’i hatim ederken, “Maide” suresini okurken Kur’an’ın bugüne kadar nasıl tahrif olmadığını ve Allah’u Teala’nın Arapların anlayabildiği ve o zamanların kendi konuştukları bir dilden, kitap indirerek ve onların kullandığı sözcüklerin aynısını kullanarak onlara meydan okudu. Bu bilgi ile birlikte Maide suresinde şuna vardım: Sure öncelikle helal ve haram kıldığı nimetlerden başlıyor. Sonra evlilik haklarıyla ilgili bilgiler sunuyor sonra tekrardan bir daha nimetler hakkında devam ediyor. Sonra kötü insanları kendileri için bir veli olarak gören insanlar hakkında konuşuyor. Ardından hırsızlık konusuna değiniyor. Daha sonra masum insan öldürme ve zulümden bahsediyor. Daha sonra tekrardan hırsızlığın ve diğer illegal faaliyetlerin cezası hakkında konuşuyor. Hemen ardından insanın sözünde durması hakkında bilgiler veriyor. Sonra bir an da Hz. İsa’ya inanan Havari grubundan konuşmaya başlıyor ve “Maide” yani Türkçede “Sofra” anlamına gelen, Allah’ın Resulünden bir mucize istiyorlar. Allah’ta dualarını kabul ederek onlara büyük bir sofra uzunluğunda bir yemek indirdi. Karşılığında da Allah’a tamamen inanmak, güvenmek ve mucizeye şahit olacaklardı. Allah’ta bunu kabul ederek dualarını yerine getirdi ancak eğer aralarından biri bu mucizeye inanmazsa veya şükreden olmazsa, dünyada hiçbir mahlukun yaşamayacağı bir azabı çekecekti. Hemen ardından gelen diğer bir ayette bir an da İsrailoğullarından örnek verecek ve ondan sonra Hz. Meryem ile Hz. İsa’dan bahseder ve sonra da biter. Ayrıca, sure de (Hac, umre, namaz ve abdest) gibi konulara da değinmekte. Gördüğünüz gibi yukarıda surenin özetini anlattım ve benim uyandığım nokta; her ayette farklı ve birbirinden bağımsız olaylara değiniyor. Bu olayların devamı da, başka surenin ayetlerinde tamamlanıyor. Buradan şunu anladım: Önceden indirilmiş kutsal kitaplarda olaylar kronolojik şekilde ilerliyor. Yani birbirlerine çok bağımlı ve ardışık olaylarla devam eder. Fakat, Kur’an’ın tahrif olmadığı burada anlaşılıyor, çünkü bir ayeti silersen veya ayetlerin yerlerini değiştirsen bile anlamı kalıyor ve değişmiyor, çünkü önceki surelerde gördüğün bir olayı bir başka surede hem hatırlatıyor hemde devamını getiriyor. Aynı zamanda Allah her surede sürekli bir ayeti tekrar ediyor ve o ayetle diğer surelerde aynısıyla karşılaşabiliriz. Örneğin; İsrailoğulları’na gönderilen peygamberler veya sarı renkli inek mucizesi. Bir az daha düşündüm ve bir yeni düşünce daha edindim kendime! Allah Havarilerin duasını kabul etti ama karşılığında ona karşı şükretmelerini istedi. Aynı zamanda bu mucizesine inanmayına, insanlığın görmediği bir azabı çektirecekti ve o azabı çekecek insan, Havarilerin arasından biri olacaktı. Allah, Hz. İsa’yı yanına çekerek ve Hz. İsa’nın şeklini o inanmayan kişiye verip, o dönemin yönetimi ve Yahudileri Hz. İsa’nın şeklini almış kötü adama çok feci bir şekilde işkenceler yaparak adamı öldürdüler. Allah’ta bu olayı Maide suresinde anlatmıyor, başka bir surede anlatıyor. Sonuç olarak, Hz. İsa’ya ve arkadaşları Havarilere ihanet eden kişi, bugün Hristiyanların ve İncil’i tahrif eden insanların tüm günahı onun boynundadır. Çünkü Allah’ın dediği gibi; “hiçbir insanoğlu’nun çekemeyeceği bir azabı ona verdim.” Bu düşünceme dayanarak söylüyorum: Allah, Kur’an’ı öyle bir yazmış ki, içinden kelime silsen dahil, yine aynı anlamı kalır veya içinden bizlere ibret olsun diye bahsettiği olayları silsen bile yine başka surelerde olayın baştan sonuna kadar her şeyini anlatır.
··
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.