Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
Sosyal çürümüşlüğün, toplumsal ahlakın çatırdamasının geçmişten gelen yankısı Kırmızı Pazartesi, tabiri caizse Kanlı Pazartesi... Usta yazar çocukluğunda yaşanmış bir cinayeti kendi etkileyici kalemiyle bizlere aktarıyor. Olayın en korkunç tarafı, öldürülen kişinin gerçekten suçlu olduğundan emin olunmaması ve son ana kadar öğrenemeyen kurban hariç, herkese ilan edilmiş bir cinayet olması. Nasıl olabilir diyorsunuz değil mi? Evet en çarpıcı kısma gelirsek bu cinayetin işleneceğini herkes biliyor fakat engel olmak için kimse bir şey yapmıyor. Engel olmak için bir şey yapmama sebepleri ise akıl tutulması denecek cinsten: " Mutlaka biri söylemiştir diye düşündüm." " Böyle bir şey yapacaklarına inanmadım." "Biliyordum ama ne yapacağıma karar veremedim" "Ne yapacağından o kadar emindi ki onu öldüremezler diye düşündüm." vesaire vesaire.. Olay sözde bir namus cinayeti fakat yazarın hissettirdiğine göre öldürülen kişi suçsuz. Kadın neden Santiago Nasar'ın adını verdi, amacı neydi veya gerçek yapanı korumak için mi başka birinin adını verdi bilinmiyor ve benim de anlamlandıramadığım kısmı bu oldu. Kitapta en sarsıcı kısımlar elbetteki cinayetin işlenme sebebinden ziyade toplumun ruh çözümlemesi. Bildikleri halde hiçbir şey yapmamaları akıl alır gibi değil. Gerçekten ciddi bir sosyal çürüme ve ürkütücü bir umursamazlık. Sizce de kendince bir sebep bulup sessiz kalan herkes suçlu değil midir? Santiago Nasarı kasap bıçağıyla öldürenler yalnızca Vicario kardeşler mi yoksa tüm kasaba halkı mı? Bu sorulara cevap aranmalıdır. Zamanında yarım bıraktığım için kendime çok kızdığım bu muhteşem eseri herkesin okumasını çok isterim. #bookstagram #okudumbitti #KırmızıPazartesi #Marquez
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,2bin okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.