Yazarın, incecik bir kıymık gibi geliyor batıyor öyküleri. Ne çıkartabiliyorsun, ne de sızısını dindirebiliyorsun öyle derine sızıyor kelimeleri.
On kısa hikayeden oluşan kitap ağır ilerliyor ağır ilerlemesinin sebebi de dili daha çok acıtıyor belki de. Her hikaye sonrası durmak nefes almak gerekiyor.
“her şeyi tek başına halletmeye dünden razı biri olarak “ben hallederim, merak etme” cümlesini duymanın insana nasıl büyük bir ferahlık verdiğini ilk kez sayende öğrenmiştim.” cümlesinin altını çizdim kendi kitabımda.. her şeyi tek başımıza halletmeye dünden razıyız evet ama, bir zaman sonra yoruluyoruz…
Hayat tuhaf bir yer. hayat, bazen bahar...