Gönderi

Necip G. bir yorumu yanıtladı.
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Biriktirdiğimiz hayalleri bozdurabileceğimiz bir ada var mı?
Herhangi bir beklenti içine girmeden elime aldığım bu eseri okurken, senkronize bir şekilde bir evin çatısına tüneyen güvercinler gibi benim de zihnimde düşünce kuşları oradan oraya uçuşup durdular... İncelemeye başlamadan önce, bu ay bu eseri çok başarılı bir çeviri ve baskı kalitesi ile dilimize kazandıran
Ketebe Yayınları
Ketebe Yayınları
Ada
AdaMeşa Selimoviç · Ketebe Yayınları · 2020171 okunma
··
1,962 views
Gökhan okurunun profil resmi
Featured Comment
Harika bir inceleme, elinize emeğinize sağlık
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim vakit ayırdığınız için. Keyifli okumalar...
Neşe okurunun profil resmi
Ada üzerine ne çok kitap yazılmıştır. Küçük bir adaya kaçıp sığınmayı ister çoğumuz. Herhalde kalabalığın verdiği yorgunluktan uzakta biraz sükunet, biraz da sadeliği temsil ettiği içindir. Bense hep uzak durmak istedim adadan. Arkadaşlarım veya ailem ne zaman “Haydi falanca adaya gidelim.” deseler, bıkkın ve kızgın bakışlar üzerime çevrilir:) Bilirler ki gitmek istemem. Yine de pek çok adayı ziyaret etmişliğim vardır. Ancak her defasında bende bir tutsak edilmişlik hissi uyandırdı. Sanki oradan geriye, evime hiç dönemeyecekmişim gibi hissedip, kendi dalgalarımda boğuldum. Nice sonra fark ettim ki benim sığındığım ada kendi içimdeymiş. Sükunet bulduğum, güvende hissettiğim o ada varken tutsak hissettiren başka bir adayı reddetmişim. Kitap üzerine birkaç kelam edecekken içimi döktüm, hay Allah!☺️ Ama buna biraz da Emir Kusturica filmleri ve Goran Bregovic konserlerinden bahsetmenizle siz sebep oldunuz Necip Hocam:) Oturduğum yerden alıp nerelere götürdünüz beni bilseniz... Bir süreliğine kitabın rotasından sapmış olsam da keyifle okuduğum incelemeniz yine, yeni şeyler öğretti. Selimoviç’i ve Ada’sını merak edeceğimi hiç sanmıyordum. Öylesine kararında ve su gibi akıp giden bir anlatımla aktarmışsınız ki, on üzerinden on puan verdiğiniz bu kitabı okuyasım geldi. Elinize sağlık. Yazdıklarınızı okumak her zaman ufkumu açıyor, hislerimi tazeliyor. Kaleminiz daim olsun.
Necip G. okurunun profil resmi
Neşe hanım samimi yorumunuz ve nezaketiniz için çok teşekkür ederim. Evet, edebiyat dünyası adadan, hem metaforik olarak hem de coğrafi anlamda gerçekten de çok beslenmiş... Adanın insanlar üzerinde genelde olumlu bir imajı var. Kimi zaman kaçışı kimi zaman özgürlüğü temsil ediyor. Öte yandan aslında hayatla bağlarını kopartan, sınırlandırılmış bir tarafı da var. Bir çeşit tecrit de diyebiliriz buna. O nedenle sizi çok iyi anlıyorum:) Uzaktan bakınca güzel ama sürekli içinde olmak bir yerden sonra boğabilir insanı... İçimizdeki ada ise çok daha güvenli bir sığınak tabii ki... Selimoviç ve kitap hakkında ben de bilgi sahibi değildim. Anlatım tekniği ve karakterlerin iç dünyalarında yaşadığı savruluştan oldukça etkilendim. Kitabın benimle konuşur gibi bir hali vardı ve bu durum kitapla bağ kurmamı kolaylaştırdı. 10 puanı da bu bağı kurabildiğim için verdim... Kusturica ve Bregovic, benim hayatımda nostaljik tarafı olan ve bana hep güzel şeyler hatırlatan iki isim. Nerede karşıma çıksalar yüzüme kendiliğinden bir tebessüm yerleşir:) Yazdıklarımın sizde güzel hisler uyandırması beni çok mutlu etti. Vakit ayırdığınız ve bu güzel hisleri paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederim... Farklı kitaplarda görüşmek dileğiyle... Sevgiler...
Going Solo okurunun profil resmi
Bize vaadedilenler bizim midir? 🤔 Elimize sunulanlar bizimdir bence; kazanımımız ya da hediye olarak... Bunları sahiplenebiliriz ve elimizden alındığında gerilim de yaşayabiliriz. Bu hakkımızdır da... Hatta bunun için savaşım da verebiliriz. Ama vaadedilenler ya da öyle sandıklarımız..? Bizim değildir diye düşünüyorum. Onların bize sunulmamasının bizde yarattığı gerilimin sebebi de onları yüreğimizde (daha bize sunulmadan) fazla fazla fazlaca sahiplenmemizden kaynaklandığını düşünüyorum. Dolayısı ile onlara ulaşamamak bu yüzden elimizden alınma hissinin bile ötesinde acı yaşatmaktadır bize. Oysa bu şekilde sahiplenmenin ve sonunda yaşadığımız acının da tek sorumlusu bizizdir... Vaadeden ve vermeyenden de çok çok çok fazla bir şekilde... Hayal kurmayı hayalperestliğe ve hayal kırıklıklarına (ç)eviren bir yanımızın da bu olduğunu düşünüyorum. Güzel kitap gibi duruyor. Özellikle, dikkat çektiğiniz; birbirinden bağımsız bir şekilde de okunabilen kitap bölümleri ve kitaptaki zaman ve mekan üstülük özellikleri... yönleriyle. Belki konusu da ilgimi çeker okumuş olsam. Teşekkürler... İYİ okumalar dilerim. 📖
Necip G. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim:) Vaadedilenler tabii ki bizim değildir ama bir şekilde arzulanır. Bu da insanın zaafıdır belki de... Arzu edebilen olmak... Kendi kazanımlarımızla sahip olduklarımız ise, birer arzu nesnesi olmaktan çıktığı için yeterince önemsenmez, normalleşir. Tabii burada başka bir konu da devreye giriyor; arzu ettiklerimizin ne kadarını kendi içimizden geldiğince arzuluyor, ne kadarında ise herhangi birşey tarafından yönlendiriliyoruz? Hayallerimizin kaçı bize ait? Tabii bunun cevabı bu yoruma sığmayacak kadar uzun:) Size de iyi okumalar, vakit ayırdığınız için ayrıca teşekkürler...
3 next answer
Ferah okurunun profil resmi
Hayaller, belki de gençken canlı, umutlu ve çok daha diri. Yaşlandıkça hayallerimin benden önce ve daha çok yaşlandığını hissediyorum :) Gençken, koştururken yüreğime zihnime söylettiğim hayaller artık hayal bile edilemiyor. Kitabı, listeme ekleyecek kadar her zaman olduğu gibi yine düşündürücü ve teşvik edici bir inceleme. Her cümlesini tekrar tekrar okumaktan keyif aldığım inceleme sonrası kitap hakkında düşüncem ne olacak bilmesem de :) Yüreğinize emeğinize sağlık Necip Bey. Egeye yerleşip yaşamak kolay da tavuk, bağ bahçe işi bir türlü becerilemiyor, en azından bende olmadı :) Yolunuzu düşürüp geleceğiniz gün kahve eşliğinde sohbet edeceğimizi hayal etmek ise her daim diri ve umutlu. Sağlıcakla ve huzurla kalın.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Ferah hanım güzel sözleriniz için... İnsanın gençliği hayallere sığınmakla, yetişkinliği ise hayallerle yüzleşmekle geçiyor sanırım:) Ben ayrımı kendimce bu şekilde kurabildim... Ada kitabı da bu ikinci kısmı, bir karı-koca üzerinden çok güzel ve doğal bir şekilde anlatmış... Siz, bu ortak Ege hayalini gerçekleştirebilen %5’lik veya 10’luk dilime girmeyi başardığınız için çok şanslısınız bence. Bırakın tavuğu, bağı, bahçesi de eksik kalsın:) Ferah hanım, sizinle bir fincan kahve eşliğinde karşılıklı edilecek sohbet hayali ise hayatın bir önce normal seyrine dönmesine bakıyor. Birçok hayalimi naftalinleyip sandıklara kaldırdım ama ömrüm vefa ederse bu hayalin peşini asla bırakmam:) Huzur hayatınızdan hiç eksik olmasın... Siz de sağlıcakla kalın... Sevgiler...
Going Solo okurunun profil resmi
Okuması keyifliydi ama beş bölüme ayırdığınız incelemenizin bölümlerini zihinde birleştirmek ve tek bir şeye dönüştürmek gibi bir zorluk/sorumluluk yüklemişsiniz okuyucuya! :)) Ardarda iki sefer okuyamayacağım ama yeniden okumak için kaydediyorum bu incelemeyi. Okumalarımın en sonunda da BEĞEN’irim artık. Muhtemelen de okuma hayallerime katarım bu kitabı; bu incelemenizin etkisiyle! Teşekkürler, elinize sağlık ve iyi iyi iyi okumalar. 📖
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim öncelikle... Evet konular birbirinden ayrıştıkça en azından yazana da okuyana bir soluk aldırmak amacıyla böyle bir yöntem kullanıyorum genelde... Ancak bunu tek bir şeye dönüştürme sorumluluğu hakkında birşey diyemiyorum şimdilik:) Böyle bir niyetle yazmıyorum ama sizin geri dönüşünüz de önemli tabii ki... Üzerine düşüneceğim:) Eğer her şeyin sonunda okura harcadığı zamana karşılık birşeyler verebiliyorsa mutlu olurum. Kitapla bir bağ kurabildiğim için düşüncelerimi paylaşmak istedim. Eğer kitabı okuma fırsatı bulursanız birgün umarım o bağı siz de kurarsınız... Güzel yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. Keyifli okumalar...
2 next answer
Semih Doğan okurunun profil resmi
Necip Abi özellikle son kısımlarda harika şeyler yazmışsın. Çok özlemişim cümlelerini doğrusu... Hayaller ve hedefler ile ilgili tespitlerin muazzamdı. “Yaş kemale erdikçe” insanın hayalleri yavaş yavaş küçük hedeflere dönüşebiliyor. Bunu anlamak için elbette genç denilebilecek yaşları geçmiş olmak gerekiyor. Üzerine söylenecek çok şeyin olduğu bir inceleme yazmışsın. Ama uzun uzun yazıp seni sıkmak istemiyorum. Eline sağlık abi.
Necip G. okurunun profil resmi
Semih çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum:) Günlük hayatın döngüsünden bir türlü çıkamadığımız için, içimde biriktirip durmuşum mavzuları:) Bu kitap doğru bir zamanda karşıma çıktı ve biraz vesile oldu birşeyler paylaşmaya... Hayallerin hedefe dönüşmesi konusu, geriye dönüp baktığımda yeni yeni algılamaya başladığım bir konu aslında... Dediğin gibi, insan deneyim kazandıkça kavramları da kendi içinde yeniden tanımlıyor... Ölçüsüz hayallerin ve onlardan rol çalan hedeflerin bir yerde birleştiğine ve insanı bir çeşit tuzağa çektiğine zaman ilerledikçe daha çok ikna olmaya başlıyorum:) Haklısın, üzerine söylenebilecek çok şey var... Konu gittikçe derinleştiği için cümlelere sığdıramıyoruz bazen... Ben dün yazıyı finalize etmekte baya zorlandım:) Fiziksel dünyaya kavuşuncaya kadar çok daha sık görüşmek dileğiyle... Sevgiler değerli dostum...
K. okurunun profil resmi
Abi kalemine sağlık; lezzetli ve düşündürücü bir incelemeydi. Kitap okurken yaptığımız; hayattan uzaklaşmaktan ziyade, hayatı daha iyi anlamak ve birçok şeyi fark etme eylemi. Okudukça, yaşadıkça, duydukça ve şahit oldukça anladım ki hayat hayallerle çok güzel. Evet, hayal kurmak güzeldir ama hayat gerçeklerle yaşanır. Hayallerin peşinden giderken dönüp arkaya bakmamak ve zerre pişman da olmamak gerek belki. Ama bunun için insanın içinde büyük bir cevher de olmalı. Yoksa öyle güzel değinmişsin ki en önemli noktaya; yapılan, hayalperestlikten öte olmaz. Kendi zindanımızı belki hayallerimizle yapıyoruzdur, eğer ulaşılamayacak türdelerse. Ulaşılabilirlik bir güven ve umut veriyor insana. Hareket ve bereket... İşte tüm mesele bu. Tavuklara gelince... Bu modern dünyada gakguk sesleriyle bir tebessüme sebep olabilirler ama kümesi temizleyenin de vay haline. :)
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Kübra, her satırına katıldığım bir yorum. Kendi zindanını hayallerle inşa etmek bence özetliyor ana fikri... Oysa ki hayaller tam tersi gerçek hayatının zindanından bizi kurtaracak bir tünel gibi olmalı. Ve tabii ki bir hayalin peşinde koşacaksak artık dönüp arkaya bakmamalı. Bunun yanında, herkesin kendi hayatı bir başkasının hayali olabilir. Hayallere dalıp gitmeden önce kendi gerçek yaşantımızı gözden geçirmek ve onarılması gereken yerleri onarmayı denemek gerek... Tavuklara gelince, bu hayatın pislikleri içinde boğulmaktansa onların kümeslerini düzenli olarak temizlemeyi teecih ederim:) Yeter ki kendimi huzurlu hissedeyim... Her zaman olduğu gibi senin düşüncelerini okumak çok keyifliydi... Tekrar teşekkürler... Sevgiler...
Bu yorum görüntülenemiyor
Selman Ç. okurunun profil resmi
Abi öncelikle ben de sana çok teşekkür ederim. Kötü geçen 2020 biterken böyle bir eserle buluşmuş olmandan dolayı da mutluyum. Detaylı yorum yapacağım ama önce şunu söylemek istiyorum. Biliyorum ki eğer bu eseri beğenmemiş olsaydın sebepleriyle beraber eleştirel bir inceleme yazardın. Aynen herkesin beğendiği (benim beğenmediğim) Kuşlar Yasına Gider eserine yaptığın gibi. Bu objektifliğin için de ayrıca teşekkür ederim. Necip G. olmak kolay değil. Sonrasında sen beğendiğin eserlere öyle güzel şeyler yazıp, öyle güzel ifade ediyorsun ki kendini, vallahi kıskanıyorum. Ben beğendiğim şeyleri ifade etmekte bazen yetersiz kalıyorum, kelimeleri bir türlü toparlayamıyorum. Neyse artık esere geçelim. Seninle hayata bakışımız da benzer olduğu için, beğendiğimiz kitaplar da ortak olabiliyor. Bu kitabı da seveceğini düşünmüştüm. Öyle de oldu. Ada'ya yaklaşımımız da aşağı yukarı aynı olmuş. Ben de kendi adasında mahsur kalanlara ithaf etmiştim yazıyı. İnsan yaşamı, hayaller, yazarın karakter oluşturmasındaki başarısına değinmen gerçekten önemli noktalardı kitap için. O köpek karakteri gerçekten insan olanın içini acıtır. Ayrıca kitabın ayrı ayrı bölümlere ayrılması ve her bölümün kendi başına bir hikaye barındırması ve bütünlüğü bozmaması da önemliydi, sen de çok iyi açıklamışsın bu durumu. Gerçekten müthiş bir iş. Bu inceleme için ne yazsam eksik kalacak. Gerçekten müthiş bir özümseyiş ve yazıya döküş var. Umarım bu kitabı okuyacak kişiler de kitabı bu şekilde özümseyebilirler. Tabii ki doğru yer ve zaman faktörü de var. Umarım öyle bir anda karşılaşırlar. Emeğine sağlık abi çok teşekkür ederim. Şu virüs bitse de yine özgürce toplansak, kitap toplantıları yapabilsek. Sağlıcakla kal.
Necip G. okurunun profil resmi
Selman çok teşekkür ederim değerli dostum, güzel düşüncelerin için... Dediğin gibi kitabın üzerimde bıraktığı etki ne ise onu ifade etmeye çalıştım yazarken de... Hatta yazarın diğer kitabını da en kısa zamanda edineceğim. Çünkü tarzını ve karakterlerini çok sevdim... Her zaman böyle içselleştirebildiğimiz, bir bağ kurabildiğimiz eserlere rastlamıyoruz. Rastladığımız zaman da kıymetini bilmek gerekiyor:) Hem hayata bakış hem de okuma zevklerimizin benzerliği konusunda kesinlikle katılıyorum sana... Kendi adıma, bu hediyen nokta atışı bir kitaptı diyebilirim... Varolasın değerli dostum... Koronanın en büyük kayıplarından biri fiziksel buluşmalarımızı engellemesi oldu. Keşke bir araya gelebilseydik de toplantıda önerebilseydik Ada'yı:) Uzak bir geçmiş gibi... Umarım en kısa zamanda yeniden bir araya gelebiliriz... Her şey için tekrar çok teşekkür ederim... Kitaplığım harika bir kitap daha kazandı senin vesilenle... Sevgiler...
Osman Y. okurunun profil resmi
Eline sağlık dostum , senin yazdıklarını okumak çok keyifli özlemişiz :) Aklıma şu meşhur ifade geldi , "Seni o kadar çok hayal ettim ki artık bir hayalsin" Ne kadar doğru değil mi ? İlk bakışta arabesk bir teselli gibi görünse de aslında hayatın gerçeği.. Hayallerimizin ne kadarını toplum ve çevremiz şekillendiriyor , ne kadarı genlerimizde var , ne kadarı şartlara bağlı bu da ayrı bir bahis.. Ve anahtar mesele , yetinmek.. Sen belki de 10-15 tane romanın yazarı biri olsaydın bugünkinden daha mutlu olmayabilirdin ? Şu kitap üzerine yazdıklarını yazamazdın belki de.. Bilinmez.. Hayat inişli çıkışlı , zirvesi yüksek olanın düşüşü de yüksekten oluyor. 2 senedir ara ara dönüp izlediğim kısacık bir video var , Jim Carrey konuşuyor , bu vesileyle bir daha izledim. Her şeyi yaşamış görmüş tüketmiş bir adamın itirafı. Bu konuşmadan sonra her şeyi bırakıp köşesine mi çekilmiş ? Hayır ama yüzleşip sorgulamaya başlamış ve bir miktar değişmiş , artık ne kadar olduysa.. Ki bu yüzleşmenin en önemli sebebi ise bu konuşmadan kısa süre önce intihar eden eski bir sevgiliyle ilgili , merak eden olursa araştırabilir. Her şeye sahip ve çok mutlu zannettiğimiz hayatların pek çoğu ne haldedir kim bilir ? Bizdeki örneklerinden hep güldüren Kemal Sunal ama ne kadar hüzünlü bir adam olduğundan bahsedilmesi geliyor aklıma. Bahsettiğim videonun linkiyle bitiriyorum , eline sağlık tekrar sağolasın. youtube.com/watch?v=aOMZ5HM...
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler dostum, yorumda yazdıklarına katılmamak imkansız. O konuşmayı ben de seyretmiştim. Her ezberbozan konuşma gibi çok büyük ilgi görmüştü o dönem. Bazen insanlar içinde biriktirdiklerini dışavurduğunda çok daha iyi tanıyoruz onları. Hayallerimizin yönlendirilmesi konusuna vurgu yapmışsın ki bence de altı çizilmesi gereken bir konu. İncelemede oraya da girmeyi planlamıştım ama çok uzatmak istemedim. O açıdan yorumun tamamlayıcı oldu benim açımdan... Senin de ellerine sağlık, görüşmek dileğiyle...
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.