Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1. Dünya Savaşı esnasında Suriye
“O zaman için Suriye'nin iç işleri, tek sözcükle 'umutsuz' olarak nitelendirilebilir. Bir kere, halk üzerinde etkili, düzenli ve güvenilir bir yönetim yoktu. Yüzyıllar boyunca sürüp gelen kötü yönetim, birkaçı dışında, büyük ve küçük memurlarla jandarmanın bozukluğu ve görevlerini kötüye kullanmaları yüzünden hoşnutsuzluk yaratmıştı. Hangi ulusa bağlı bulunursa bulunsun bütün yoksul halk, keyfi bir yönetime bağlıydı ve ağır yükler altında eziliyordu. Eski bir uygarlığı olan ve bu durumu 15 maddelik Beyrut Islah Programı ile ortaya koymuş bulunan halk, savaş yüzünden haklarından her zamankinden çok yoksun bırakılmıştı. Yargıçlar, ülkenin dili olan Arapçayı hiç bilmezken, bu ülkede adalet ve hakkın korunduğu nasıl ileri sürülebilirdi? Suriye'de 'Sami ırkı' çoğunlukta ise de, bu karışık ulus içinde katışıksız Araplar da çoktu. Gerçek Suriyeli yaman bir tüccar, girişimci ve efendi bir adamdır. Büyük ticaret, çoğunlukla Hristiyanlarda, küçük ticaret ise, Müslüman Arapların elindeydi. Ticaret ve sanayinin gelişmesine hükümetin kolaylık göstermesi gerekirken, rüşvetçi memurlar, bu konuda durmaksızın güçlükler çıkarıyordu. Türkler ile Suriyeliler arasındaki anlaşmazlığı en iyi biçimde şu Suriye atasözü dile getirir: "Türklerin ayak bastığı yerde yüz yıl ot bitmez." [24] Türkler, ülkenin bağımsızlığını sağlayacak bir yönetime taraftar değillerdi, ilerisi için de bir güvence vermiyorlardı. Hükümetin mali etkinliği Suriye'de çok azdı. Birçok müteahhit, bir yıl önce almaları gereken “paraları bile daha alamamışlardı. Ordular Grubu bile, yiyecek almak için gerekli parayı toptan sağlayamıyor, birçok kere istememize rağmen para, parça parça gönderiliyordu. Eğer elimizde para bulunsaydı, yiyeceklerimizin tümünü buradan sağlayabilirdik. Ama para verilmediği için, bu tahıl ülkesinde ürünün büyük kısmı ve binlerce deve yükü buğday, karşılığı altın olmak üzere, Dürzîlerin oturduğu Havran'dan İngilizlere gönderiliyordu. Bu durumdan haberdar edilen İstanbul, hatasını kabul etmedikten başka, buralarda uygulanması söz konusu olmayan bir tahıl vergisi sisteminde direniyordu. Ülkenin durumunu bilen ve bölgeyi iyi tanıyan Şam, Beyrut ve Halep valileri, bu önlemlere karşı çıkınca, üçü birden yerlerinden atıldılar.”
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.