Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

YATIŞTIRICI HİKAYELER
Savaşı kimin kazandığının ötesinde, Japonya'daki olayla ilgili başka bir bağlantı daha var bana göre. Ölümün üretkenliği. Gaz odaları ve atom bombaları. Onlara ne ad vermeliyim? Cinayet endüstrisi ürünleri. Katıksız ölümcül etkinlik. Yalnızca endüstriyel bir güç üretebilir onları. Diğer ülkeler, olsa olsa taklit etmeye çalışırlar. Sözgelimi biz, burada, Nazi modeli olarak hiç de fena bir iş çıkarmadık. Bu iki kitlesel imha, neredeyse aynı dönemde gerçekleşmiş olmalarına rağmen, farklı dönemlerdeymiş izlenimi uyandırıyor bende. Gaz odaları operasyonu, gizlice yürütülmeye çalışıldı. Kimseye göstermek gibi bir niyetleri yoktu. Ama atom bombaları, bütün dünya görsün diye atıldı. Toplama kamplarında ve buradaki gizli merkezlerde, iğrenç bir biçimde ortadaydı saldırgan. Ama Hiroşima ve Nagazaki'de, görünmezdi. İsyan edilecek ya da teslim olunacak birileri yoktu ortada. Herkese karşı, hiç kimse olmadan yapılan bir şeydi. Daha kötü olduğunu söylemek istemiyorum. Onun geleceğimiz olduğunu söylüyorum. Daha sonra, yatıştırıcı hikâyeler imal edilir. holokost, insanlık dışıydı. Bomba, bir hataydı (Hiroşima'daki bir anıtın, onu böyle adlandırdığını söyledi bana Yoshie: tekrarlanmaması gereken bir hata). Gözaltında kaybolanlarsa, bir kâbus, şeytani bir şey. Sanki arkasında sistematik bir mantık, belli bir plan doğrultusunda iş gören, yaptığının bilincinde olan binlerce çalışanıyla koskoca bir bürokrasi yokmuş gibi, yatıştırıcı hikâyeler, çocuklar uyuyabilsinler diye imal ediliyor. Daha doğrusu, ebeveynleri uyuyabilsinler diye.
Sayfa 289Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.