Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

125 syf.
·
Puan vermedi
1Nisan 1954 Tarihinde çıkan kitap için Ferit Edgü şöyle der: “ Sait Faik’in,son en son kitabı o gün çıkmış.O gün almışım.O gün hatmetmişim.O Günlerde böyleydi sevdiğimiz yazarların kitabını dört gözle bekler, çıktığını duyar duymaz alır,alır almaz da okur sonra bir daha okurduk.” Tüneldeki Çocuk,Az Şekerli ve Alemdağ’da Var Bir Yılan kitapları yazarın üçüncü dönemine aittir.Gerçekçi anlatıma sahip olan yazarın bu döneminde kalemine sürrealizm hakimdir.Yine bu dönemindeki üretiminde eşcinsellik ayrıntısı bulunur. Yazarın ilk dönemine ait İstanbul ile ilgili fikirleri değişmiştir.İstanbul sevgiyle anlatılmaz.Özellikle Alemdağ'da Var Bir Yılan öyküsünde İstanbul çirkin bir şehir olarak tanımlanır.Üçüncü döneminin öykülerinde yalnızlık odaktadır,bu döneminde karakterler hemen hemen aynıdır ve yazar imgelem kullanır.İmgelem bu kitabında Yalnızlığın Yarattığı İnsan öyküsünde yoğundur.Yazarın ilk dönemini yansıtan,belirgin biçimde ilk döneminde görülen insan sevgisi ikinci döneminde git gide azalır ve üçüncü döneminde yok olur.İkinci döneminin belirgin özelliklerinden olan devrik cümle kullanımı yer yer üçüncü döneminde devam eder ki kitabın adına baktığımızda bu çok aşikârdır. “Yazmazsam çıldıracaktım”diyen Sait Faik’in bu kitabında yer alan öyküler ölümü öncesi yayına hazırladığı son öykü kitabıdır,yenilikçidir, gerçeküstücü öğeleri barındırır.Kitapta yer alan bazı öykülerden bahsedeceğim. Çarşıya İnemem öyküsü yazarın mutsuzluğunu çoğaltan etrafın durumuna bir tepkidir;yasaklar !İnsanın yaşamla ilişkisini yansıttığı öykülerde insanın karşılaştığı durumlar,bu durumlara karşı hissettiği ve yaptıkları işlenir.Yazar bu kitabındaki öykülerde gerçeği çok boyutla anlatma biçimini dener.Okuduğum baskıda Fikret Ürgüp’ün kaleme aldığı Sait Faik Realitesi adlı bir son söz yazısı bulunur. Yazarın bu kitabında eski tarz hikayeye bir isyan vardır ayrıca yazarın kendi hayatına da isyanları öykülerin zeminini, üslubunu oluşturur.Özellikle etrafın hükümlerini umursamayan bir yazarın kaleminin üretimi bulunur. Palto cebine saklanan,dostunu öldüren bir katil,simit susamanın pire olduğu gerçek üstü unsurların kullanıldığı Öyle Bir Hikaye şehir yaşamının insanı nasıl yalnızlaştırdığını vurgular.Yalnızlık üzerine kurulu bu öykü İstanbul’un yollarında geçer.Anlatıcı yalnızlığından kurtulmak için hikâyeler üretir. Kitabın ikinci öyküsü olan Yalnızlığın Yarattığı İnsan tıpkı ilk öykü gibi yalnızlık temasını işler.Bu öykülerde ve kitaptaki bazı öykülerde toplumdan uzaklaşmış,kopma noktasına gelmiş bireyin bunalımlı ruh hali vardır ve bu birey hayallerine sığınır.Bu öyküde mutluluğa hayal dünyasında kavuşulur fakat mutluluk kaybedilir.Gerçeküstü anlatım gerçekçilikle iç içedir.Alemdağ’da Var Bir Yılan Öyküsünün anlatıcısı ile Yalnızlığın Yarattığı İnsan öyküsünün anlatıcısı aynı kişidir.Ayrıca dört öyküde Panco(anlatıcının arkadaşı)bulunur.Kitabın ilk dört öyküsü Panco ve anlatıcı ilişkisini de yansıtır.Öyküde İstanbul'un insanı bunaltması, şehir yaşamının insanı yalnızlaştırdığı vurgulanır ve Alemdağ’ınınsa doğasıyla, anılarıyla nasıl iç açtığını İstanbul’la olan zıtlıklarıyla aktarır,iki mekanı kıyaslar. Edebiyatımızın gerçeküstü tarzını şiirden önce öyküye sokan kitabın dört öyküsü bir dörtlemedir.Dördüncü öykü,ilk üç öyküde anlatıcının arkadaşı olan Panco’nun yine yer aldığı Panco’nun Rüyası öyküsüdür.Anlatıcı Panco’dan ayrı kalmanın acısını yaşar. Panco karakteri aynı zamanda yazarın son dönemdeki ruh halini yansıtır. Hikayelerinizi nasıl yazıyorsunuz?Bu soruyu yazarın hayranı genç bir yazar sorar.Yazar genç yazara cevap verir,Eftalikus ‘un Kahvesi Öyküsü bu durumdu işler.Hişt ...Hişt öyküsü hişt sesi nereden geliyorsa geliyor ve yeter ki biri hişt desin...Bu öykü ayrıca şiirsel gerçekçidir.Yazımın ortasında belirttiğim yasaklar Çarşıya İnemem öyküsünde işlenir.İnsanoğlunun acımasızlığının vurgulandığı öyküler yer alır. Yani Usta Öyküsünde geçmişe özlem bulunur özellikle dostluğa!Öyküler yalnızlık karamsarlık,şehir yaşamının insanda yarattığı buhran, sözlerin tutulmaması gibi konular barındırsa da bir yanlarıyla umut verirler.İki Kişiye Bir Hikâye öyküsünde balıkçı “Dünya,çaresiz dünyadır”derken,anlatıcı “insanlar dünyaya çare bulacaklar “der. Rıza Milyon-er öyküsünde Rıza, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla Milyoner olacağını düşünür,hesaplar.Soyadını bile bu inancı uğruna para harcayarak milyoner olarak değiştirir.Bir hastalığı vardır;Uyurgezerdir.Acaba Rıza milyoner olabilecek mi? Dülger Balığının Ölümü’nde insan ve ölüm teması dülger balığının özelliklerinin betimlenmesi ile aktarılır.Yazar bu hikayeyi öleceği yıl yazmıştır.Kafa ve Şişe öyküsünde Panco yine arkadaş karakteri olarak karşımıza çıkar. Dolapdere öyküsünde Beyoğlu, Elmadağ,Dolapdere’nin sosyal dokusu ayrıcalıklı bir biçimde aktarılır.Bir Hastalık öyküsü bir saplantıdan bahseder;Milletvekili hastalığı, saplantısı.Bu ruhsal bir hastalıktır.Rahmet Hoca Bu hastalığa tutulmuştur.Makam peşindeki insanın içinde bulunduğu duruma hiciv ile yaklaşır.Yılan Uykusu kitabın son öyküsüdür ve gerçeküstücülüğün kitaptaki doruk noktasıdır.İnsanın kim olduğunu tanıma arzusu vardır.Yani Usta Öyküsünde sorulan sorular vardır.Şu dünyada ne gördüm?Nereye geldim?Neden gidiyorum ? Ne yaptım? Yılan Uykusu’nda bu sorular daha da kuvvetlenir.Gerçek ve düş iç içedir.
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 202010,6bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.