Gönderi

Deftere kendi adımı, yanına da senin ismini çağrıştıran harfler yazdım; çünkü o sırada manevi yakınlığının somut bir kanıtına ihtiyacım sonsuzdu. O deftere senden bir şeyler katmak benim için ruhuma yüklediğin saplantılı ağırlıktan bir ölçüde kurtulmak anlamına geliyordu. Ayrıca günün birinde seni oraya götürüp o satırı okutmayı bütün kalbimle umuyordum; sonra benimle birlikte daha da yükseğe çıkıp bunca kederin acısını çıkaracaktın. Benim bir şey söylememe gerek kalmadan her şeyi anlayacak, daha doğrusu hatırlayacaktın; yukarıya tırmanırken kendini bırakacak, ağırlığını biraz bana yaslayıp bu kez gerçekten yanımda olduğunu iyice hissettirecektin bana; ve ben Doğu sigaralarının kokusunu hafiften koruyan dudaklarının arasında unutuşu bulacaktım. Sırf hiç kimsenin bizi işitemeyeceğini bilerek bağırabilmenin hazzı uğruna, bağıra çağıra saçma sapan laflar söyleyecektik; kısacık otlar yükseklerin esintisinde tek başlarına titreşecekti. Tırmanış senin yürüyüşünü yavaşlatacaktı, biraz nefes nefese kalacaktın ve ben senin nefesini hissedebilmek için yüzümü yüzüne yaklaştıracaktım; delirecektik...
Sayfa 233 - Marcel ProustKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.