“Bu bağlamda Prusya askeri kültürü denince akla ilk olarak şu hususlar gelmektedir:
* Katı disiplin anlayışı ve itaat kültürü,
* Ordu-Millet (Millet-i Müsellaha) düşüncesi,
* Topyekun harp fikri,
* Güçlü ve merkezi bir Genelkurmay yapısı,
* Kara Kuvvetleri harekatına öncelik veren harp anlayışı,
* Savaşın taktik, operatif ve stratejik evrelerini ince bir sanat olarak kullanıp az kuvvede üstün düşman kuvvetlerini yenmeyi düstur edinen fikir yapısı,
* Kısa zamanda netice alabilmek adına operatif seviyedeki hıza dayalı manevra uygulamaları, * Muharebelerde ast birlik komutanlarına inisiyatif tanınması,
* Subaylardan sadece askeri konularda değil, diğer alanlarda da bilgi sahibi olmalarını isteyen ve entelektüel birikime önem verilmesi.
Amerikan askeri kültüründe ise başlıca şu noktalar öne çıkmaktadır:
* Harbi siyasetin bir devamı saymak,
* Sadece Kara Kuvvetleri'ni değil, bütün kuvvetlerin (Kara, Deniz ve Hava) bir arada kullanıldığı müşterek harbi esas almak,
* Harbin operatif seviyesini büyük ölçüde göz ardı ederek taktik ve stratejik seviyeleri üzerine yoğunlaşmak,
* Harekâtı üstün silah teknolojisi, teçhizat ve malzeme gücü ile devamlı surette destekleyen bir yıpratma savaşını ön planda tutmak,
* Muharebelerde işi inisiyatife bırakmaktansa (yani subayların riske girmelerini teşvik etmektense) her türlü olasılığa karşı nasıl hareket edileceğini önceden belirleyen talimnameleri rehber almak,
* Sonuç alıcı taarruzu en iyi şekilde yapabilmek için iyi bir seferberlik hazırlığına girişmek ve dolayısıyla nihai taarruza tam olarak hazır oluncaya değin kısa süreli taktik geri çekilmeleri kabullenmek,
* Subaylardan her alanda genel bir bilgiye sahip olmalarını değil tek bir konuda uzmanlaşmalarını beklemek.”