Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi Alıntılamaları

Hüsnü Arkan'ın 5 mayıs albümü de veriliyormuş ilk basımda, fonda 5 mayıs çalarken okursanız tadından yenmez "Ah benim güzel abim, Uzun abim, Giden abim, Uçurumlara"
Birsen

Birsen

@YercekimliUvercinka
·
20 Mart 23:01
En az Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü olan kitap
Hüsnü Arkan'ın daha çok yazması gerektiğini gösteren eseridir bu kitap. Kendisinin ezginin günlüğü döneminden bu yana şarkıcı ve söz' yazarı yanını bilirdim ama edebiyatçı yanı ile bu kitapta tanıştım. Mino'nun Siyah Gülü 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve bugün arasında fırınlanarak, aynı hayatı başka konumlardan yaşayan, ailesel bir yakınlık içerisinde yaşayan insanların farklı pencerelerinden anlatıyor. aynı hayatı başkaca yaşayan yakın insanlara tanıklığı hediye ediyor okura. mesleği askerlik olan bir adamı da, darağacına giden bir genci de, onların etrafındaki insanların duygu karmaşalarını ve netliklerini de tüm bu süireçlerde ele almakta; aşkı da ıskalamadan. "öyle sanılan şeyler"in, aslında öyle olmadığının mektuplarla ortaya çıkışı da etkili... tam da gündelik yaşamın ve ilişkilerin içinde o günlerin ve tabii ki bu günlerin hesabı, anısı, acısı ve etkisi... hüsnü arkan'ın sakin sesi, aynı şekilde kalemine de yansımış; hüzünle okuyorsunuz... Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü bu kitabı okurken kaç kere gözlerim doldu hatırlayamıyorum. sonuysa kesinlikle ağlatıyor. "insanın 'insan'a en çok benzediği çağ, çocukluk galiba"
Yeni başucu kitabım, pek çok sayfasına gözyaşlarımı sakladım her elime alışta kurutacağım.
Birsen

Birsen

@YercekimliUvercinka
·
20 Mart 23:01
En az Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü olan kitap
Hüsnü Arkan'ın daha çok yazması gerektiğini gösteren eseridir bu kitap. Kendisinin ezginin günlüğü döneminden bu yana şarkıcı ve söz' yazarı yanını bilirdim ama edebiyatçı yanı ile bu kitapta tanıştım. Mino'nun Siyah Gülü 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve bugün arasında fırınlanarak, aynı hayatı başka konumlardan yaşayan, ailesel bir yakınlık içerisinde yaşayan insanların farklı pencerelerinden anlatıyor. aynı hayatı başkaca yaşayan yakın insanlara tanıklığı hediye ediyor okura. mesleği askerlik olan bir adamı da, darağacına giden bir genci de, onların etrafındaki insanların duygu karmaşalarını ve netliklerini de tüm bu süireçlerde ele almakta; aşkı da ıskalamadan. "öyle sanılan şeyler"in, aslında öyle olmadığının mektuplarla ortaya çıkışı da etkili... tam da gündelik yaşamın ve ilişkilerin içinde o günlerin ve tabii ki bu günlerin hesabı, anısı, acısı ve etkisi... hüsnü arkan'ın sakin sesi, aynı şekilde kalemine de yansımış; hüzünle okuyorsunuz... Hüsnü Arkan'ın sesi kadar hüzünlü bu kitabı okurken kaç kere gözlerim doldu hatırlayamıyorum. sonuysa kesinlikle ağlatıyor. "insanın 'insan'a en çok benzediği çağ, çocukluk galiba"