Yeryüzündeki bütün olaylar, varlıkların oturup kaldıkları basamaktan bir üst basamağa adım atmaları için zorlayıcı, itici olaylardır. Toplumsal karışıklıklar, hastalıklar, ekonomik sıkıntılar, doğal felaketler vb. olaylar insanları tahrik etmek, atalet ve tembellikten çıkarmak için ruhsal sistemin düzenlediği mizansenlerden ibarettir.
Şoklar, bizim düşündüğümüz zamanlarda değil, tekâmülümüz bakımından en gerekli, en uygun zamanlarda gelir.
Yaşantımız içinde zaman zaman, gerçek gelişim ihtiyaçlarımızla fiilen yaptıklarımız arasındaki paralellik ortadan kalkar. Bu paralelliği tekrar oluşturmak için karşımıza beklenmedik şoklar, umulmadık olaylar çıkıverir. Tüm bunlar aradaki boşlu- ğu kapatarak, bizi tekrar "asıl tekâmül hattımıza sokarlar.