Jiddu Krishnamurti ‘nin farklı tarihlerde ve farklı üniversitelerde gerçekleştirdiği altı konuşmayı okuyorsunuz.
Zaten yazarımızı tanıyan ve bu konuşmaları bekleyen bir kitleye iletilen mesajlar olduğunu göz önüne alırsak, her ne kadar güçlü bir fikir edinebilmeniz söz konusu olsa da, ilk Krishnamurti kitabı için yanlış adres.
Bir diğer nokta da; seneler değiştikçe, mesajların bir çivi gibi sabit kalması. Bu,
Jiddu Krishnamurti tutarlılığının ne denli güçlü olduğunun işareti. Diğer taraftan, sizin de altı kere aynı fikirleri okuyacağınızın.
Mesela
Daha Ne Olsun hatırlıyorum…5 farklı taslak ediniyorsunuz. Burada 6 farklı taslakta tek bir fikir ediniyorsunuz. İyi mi, güzel mi…kararı okuyup siz vereceksiniz.
Hangisi daha derin diye ortaya atılmak hadsizlik olur…hangisi daha güçlü de öyle. Hani, pancar mı? Kereviz mi? Öyle bişey. İkisi de ultra yararlı ama bi Alinazik değil. -Ramazan metaforu…böyle olacak affedin, gerekirse kusura da bakın.-
Tabi mevzulara; ‘Her şey içimizde…’ dahil. Fakat bu varyasyonu delip geçer. Gülüp geçemiyorsunuz. E tabi olacak o kadar
Jiddu Krishnamurti farkı.
Bir de alışık olmadığınız bir soru bombardımanı okuyacaksınız. İnsan nedir…den…aşk aşk mıdır’a…öğrenmek neden kolay olmamalı dan…kolay dediğimiz nedir…e kadar.
Bu işler kolay değil. Yok öyle. Bu ilk kitap olmasın. Biliyorsunuz da, alışık olduğunuzdan daha fazla soruya maruz kalacaksınız.
Tamam şimdi dağılabilip, ne halimiz varsa görebiliriz.
Hadi daha burada mısınız ya….