Mevlână, şöyle der:
"Gerçek sevgilide görüntü yoktur. Güneş ışıkları duvara vurunca, duvar parlaktır, güzeldir. Fakat bu güzellik, bu parlaklık duvarda, duvarın üstünde değil, güneştedir. Duvar yıkılsa bile, güzellik güneşte kalıcıdır. Şu hâlde, kerpice değil güneşe gönül vermek gerekir."
İşte Mevlâna'nın Şems'e olan sevgisi...
Hakk'ın ışıkları Şems'e vurmuştu. Mevlâna, bu ışığa âşıktı. Şems'in beden duvarı göçmüşse, ışık yine ışık olarak aslına yönelmişti. O hâlde, âşıklar aşka bağlıdırlar.