Yanık kokan fotoğraflar gibiyim
Yoruldum sonunda ben bu dünyadan
İncelemem biraz kısa olacak:
— Ben susacağım dizeler konuşacak.
❝
Söyle Bana Hindiba❞
Anladım ki yol yok, çeşme batık, hayal boş
❥
Dünya çirkindi, gözyaşı şaşkın
Zaman tatsızdı, insanlık pişkin
❥
Kimlerden öğrendin benden gitmeyi
Yürümeyi bilemedin; sus da git
❥
Seni aramanın telaşındayım
Bende sen olsan da, sende ben kayıp
Talih döndü; devranımı vurdular
Cezayı neyleyim; öldüren kayıp
Ağlatmayı bilir derdi olmayan
Gülenler meydanda; güldüren kayıp
❥
Gün olur, ışığını kaybeder mum; erirsin
Gün olur, bir mezara mektuplar gönderirsin
Devran döner, keşkeler kuyusuna düşersin
Devran döner, taşlardan haberini alırlar
Devran döner, başını bir duvarda bulurlar
❥
Olmuyor bir türlü; saat hep aynı
Dakikalar aynı, saniye aynı
Sen aynısın
Ben aynıyım
Kurşunlar aynı
Uzaklık, yakınlık, dağlar ve çöller
Bir ceylanın gözlerindeki korku
Karıncanın ayağındaki umut
Kum fırtınası aynı
༄
Bir köpek ağlıyor; yazıklar olsun
Bir kadın vurulmuş yol ortasında
Bir çocuk sahile düşmüş yüzüstü
İnsanı arıyor; yazıklar olsun
Biri küfrediyor karanlıklara
Biri alkışlıyor; yazıklar olsun
Bedenler ruhunu vermiş yıllara
Gölgeler ağlıyor; yazıklar olsun
Çocuğunu öldüren bir katilin
Gözleri gülüyor; yazıklar olsun
Karıncayı ezen ayaklar kimin
El kıran el kimin; yazıklar olsun
Ağız nasıl kuyu böyle derinden
Kardeş eti yermiş; yazıklar olsun
Yılan korkar imiş kendi zehrinden
Dil bir değirmenmiş; yazıklar olsun
Şiir inmiyorsa insan kalbine
Şairlik istemem, susarım yine
Boyun bükmüyorsa bir kul Rabbine
Yazıklar olsun ah, yazıklar olsun