"İnsanın batını, zâhirini tamamlamaktadır. Zahir ile batın, birbirinden kıl kadar ayrılmaz.
Meselâ, ağız ile yalan söylememek İslâmiyet'tir. Yalan söylemek arzusunu, zahmet çekerek, uğraşarak, kalbden çıkarmak tarikattır.
Yalan söylemenin kalbe gelmemesi de hakikattir. Görülüyor ki, bâtın işi, yani tarikat ve hakikat, zahir işini, yanî İslâmiyet'i tamamlamaktadır."