Bu kitapla ilgili yazılması gereken o kadar çok şey var ki… Bir toplumun cehalete karşı verdiği mücadele, eğitimin ve çalışmanın önemi daha iyi anlatılamazdı. Finlandiya’nın bu günlere nasıl geldiğini ve vatandaşların ülkelerinin kalkınması için neler yaptığını okumak çok güzeldi.
Kitabın verdiği en güzel mesajlardan biri, bir işin canla başla yapıldığı zaman çok iyi bir gelir kaynağı haline gelebileceği hatta köylülerin bile bu işten para kazanabileceğiydi. Kitabın en sevdiğim kısmı yumurta kralının hikayesinin anlatıldığı bölümdü. Gulbe, köylerden topladığı yumurtaları satarak yumurta işine başlıyor. Bir süre sonra tek başına köylere yetişemeyince öğrenciler kendi köylerinden topladıkları yumurtaları okullarına getiriyor ve yumurtalar okullardan toplanmaya başlanıyor. Her yumurta özel olarak damgalandıktan sonra Avrupa’ya satılıyor. Bozuk çıkan yumurta olursa da yumurtanın geldiği yer damga numarasından anlaşılıyor. Böylece Gulbe hem yumurtalarının kalitesini koruyor hem de kurduğu küçük işini büyüterek onlarca köylünün para kazanmasını sağlıyor.
Yalnız hatırlatmakta fayda var, kitapta zaman zaman hikayelere yer verilse de sürekli siyaset, politika ve toplumsal meselelerden bahsediliyor. Bu yüzden, bu konuları okumayı sevmeyenleri biraz sıkabilir. Yine de ben Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını herkese tavsiye ederim