Gönderi

Arzularımızın farkında olsak da genellikle arzularımızın nedenlerinin farkında olmayız. "Bir şeyin iyi olduğuna hükmettiğimiz için onun için çabalayıp onu arzuluyor değilizdir. Tam tersine, ona yönelik arzu duyduğumuz için onun iyi olduğuna karar verir ve ona kavuşmak için çabalarız." (Spinoza, Etik, Bölüm 3, Önerme 9) Spinoza defalarca şöyle der: Arzularımızın farkında olsak da, genellikle arzularımızın nedenlerinin farkında olmayız. Arzularımızı gerçekleştirmek için her türlü argümanı ve gerekçeyi bir araya getirmek için enerjimizin büyük bir kısmını harcıyoruz. Ancak bu gerekçe ve muhakemelerin arzularımızın sonucu olduğunun farkında değiliz. Yani neyin iyi neyin kötü olduğuna dair kendimize ve başkalarına anlattığımız hikayeler arzularımızın nedenleri değil, arzularımızın sonuçlarıdır. örnek Güç ve sosyal statü arayışı içinde, kendisinin diğerlerinden daha iyi olduğuna inanan ve bu nedenle aradığı sosyal statü ve gücü hak eden bir kişiyi düşünün. Bir anlamda iktidarı ele geçirmek için kendini diğerlerinden üstün ve asil görmekte, bunu da iktidar arzusunun gerekçesi olarak görmektedir. Oysa kibri ve söyledikleri iktidar arzusunun bir sonucudur tam tersi değil. Bu nedenle, bir kişi güç arzusuna sahip olduğu için kendisini diğerlerinden daha üstün görür yoksa gerçekten diğerlerinden daha üstün olduğu için güç ve sosyal saygınlık arzusu duymamıştır.
··
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.