Gönderi

87 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 hours
Konuşmak imkansızdır. Kelimeler sadece bizim onlara yüklediğimizi sandığımız anlamlarla varlar. Mesela ben “villa” desem, karşımdaki kişinin zihninde canlanan villa ile benim kastettiğim aynı mıdır? Kim bilir, belki de aynıdır, dimi? İşte aynıysa o zaman konuşmaya gerek var mıdır? Ne kadar konuşursa konuşsun yazar hatta biraz monolog olsun farketmez, belki bunu ispatlayamaz ama ben inandım. Güzel, bir çırpıda okunan, insanın kovasına bir şeyler doldurabileceğini düşündüğüm ve anlamaya çalıştığım bir kitap oldu benim için. Kitabın bir yerinde, ancak anlamaya çalışarak varlığımı zorlayıp onu olgunlaştırabilirim ve ancak böylece dünyayla konuşabilir ve varlığımın dünyada doldurduğu yeri bulabilirim, diyor. Bu cümle bana başka bir yerde okuduğum “NASIL’ını anlıyorum, NEDEN’ini anlamıyorum” cümlesini hatırlattı. Belki de nedenini anladığımda dünyayla konuşabilirim. Belki bir gün kendi varlığımızın sınırlarını fark edip, dünyanın duymamız mümkünsüz sesine, ritmine, müziğine katılırız. Belki de bu yolun sonunda ulaşılacak bir hedef yoktur, belki de sürecin kendisi armağanın kendisidir. Neyse, konuşmak imkansızdır, vesselam bu kesin. Ama işte bunun için konuşmak gerekir.
Konuşmanın İmkansızlığı Üzerine Bir Diyalog
Konuşmanın İmkansızlığı Üzerine Bir DiyalogOsman Çakmakçı · Remzi Kitabevi · 20221,138 okunma
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.