Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

N. Vremya'da intihar eden bir genç kızın uzun bir mektubu yer aldı. 25 yaşındaydı. Bir zamanlar hali vakti yerinde olan bir toprak sahibinin kızıydı, Petersburg'da Ebe Okuluna girmiş. Sınavları geçmiş ve sağlık merkezinde iş bulmuş, mektubunda paraya hiç ihtiyacı olmadığını, epeyce kazandığını, ama çok "yorulduğunu" yazmıştı... Zavallı kızın mektubu baştan sona bu ağır yorgunluğu yansıtıyor. Mektup bile kavgacı, bir üslupla kaleme alınmıştı: "Artık beni rahat bırakın, yoruldum, yoruldum!", "Üzerimdeki gömleği, çorapları çekip çıkarsınlar, söyleyin unutmasınlar, masa üzerindeki eski gömleğimi, çoraplarımı giydirsinler bana!.." Dikkat edin, çıkarsınlar demiyor, çekip alsınlar diyor, baştan aşağıya böyle, yani her şeyde korkunç bir sabırsızlık! Sabırsızlıktan, bezginliğin getirdiği sabırsızlıktan sert, hatta ağır sözler kullanıyor: "Eve döneceğime sahiden inandınız mı? Ne cehenneme oraya döneyim ki?" Ya da: "Şimdi, Lipereva bağışlasın beni, Petrova da [kendini bu kızın dairesinde zehirlemişti], özellikle Petrova. Bir domuz gibi, bir alçak gibi davrandım..." Yakınlarını anlaşıldığı kadarıyla seviyor, ama şöyle ifadeler kullanıyor: "Lizanka'ya haber vermeyin, o da kız kardeşime söyler, başucuma gelir, ulumaya başlar. Cesedimin üzerinde ulumalarını istemem, ölenin yakınları hep böyle davranırlar." Ağlamak yerine ulumayı kullanıyor; her yerde: "Çabuk, çabuk, yeter ki hemen olsun; sonsuz uykuma çekileyim!" der gibi bir söylenme ve yorgunluk var. Çok korkunç ve acı çektirici yoğunlukta tiksinç ve umursamazca bir inançsızlık var zavallının içinde; çok sevdiği Lipereva ve Petrova'ya inanmıyor. Zaten mektup da şu sözlerle başlıyor: "Kendinizi kaybetmeyin, ağıtlar yakmayın ve sabırlı olup notu sonuna kadar okuyun; sonra 'daha iyi ne yapabilirdi?' diye düşünün. Petrova'yı korkutmayın. Belki de kahkahadan başka bir şey çıkmayacak. Oturma iznim bavulun kapağında." Kahkahadan başka! Hem de kimin -arkadaşları Lipereva ve Petrova'nın- cesedinin üzerinde güleceklerini böyle bir anda aklına getirebiliyor. Korkunç bir şey! Bıraktığı az miktarda parayla çok garip biçimde ilgileniyor: "Bu paraları sakın yakınlarım almasın, Çeçotkinler'in bana yol parası olarak verdikleri 25 rubleyi Petrova alsın, gidip onlara teslim etsin." Parayı bu kadar kafasına takması, yaşadığı bu kısacık ömründe "ekmeğe dönüşen taşlar" [İncil'den] üzerine boş inancın bir yansımasıydı belki de. Tek kelimeyle tüm yaşamına yön veren bir inançtı bu...Kişiyi hayata derinden bağlayan (insanoğlunun çok çabuk inancından ve hayatından bıkmasına rağmen), her şeyin, canlı bir yaşamın, dünyayla bağlantısının, gerçeğe inancın, evet, her şeyin yerini alan, gündelik yaşamın ilgiye değer, küçük, ama kusursuz bir inançlar katehizisi bu olay... Her şey apaçık ortada, gerçeğe ve sorumluluğa olan tüm inancını yitirdikten sonra, can sıkıntısıyla yaşamaktan yoruldu; özetle, yüce var olma ülküsünün tam anlamıyla yitirilmesiydi. Zavallı kız öldü. Ey bahtsız kız, senin deyiminle, başucunda ulumayacağım, hiç değilse sana acımama izin ver! Artık sonsuza dek yorulmayacağın başka bir hayatın içinde ruhunun huzur bulması için dua etmeme izin ver!
Sayfa 381 - 382 Yapı Kredi Yayınları
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.