Biz iki ırmağız, akarız Rabbim...
Ayrılığın yorgun topraklarından.
Aşk oturur gönlümüzün yurdunda
Aramızda bir sahra ki sapsarı
Ölüm mü var tepelerin ardında,
Yutuyor yolları ve kervanları.
Bizi bizden iyi bilirsin Rabbim,
Bir ırmağı bir ırmağın kalbinden
Yalnız sen geçirebilirsin Rabbim...
Bir masalın iki kahramanıyız.
Binbir gece peşimizde uğrular
Kâh ölümü alırız koynumuza,
Kâh dönülmez bir ülkeye gideriz.
Ya ufuklar dolanır boynumuza,
Ya da vuruluruz, kefen giyeriz.
Bizi bizden iyi bilirsin Rabbim,
Bir masalı bir gerçeğe ansızın,
Yalnız sen döndürebilirsin Rabbim...
İki dağ parçasıyız göl kenarında
Aramızda uçurumu sevdânın
Rüzgâr eser âhımızı getirir
İkimizde bu yerlerde yetimiz
Kâh ben onu, kâh o beni yitirir
Yağmur yağar, çoğalır hasretimiz.
Bizi bizden iyi bilirsin Rabbim,
Bir dağı bir dağın eteklerine,
Yalnız sen götürebilirsin Rabbim...
İki ankâyız ki seherde uçan
İki ayrı kâinattır yuvamız.
Kanatlarımızda hüznün başağı,
Kaf dağına varamadık ne çare
Ne bulut ne şimşek ne gök kuşağı
Anlamaz, bedende can para pare.
Bizi bizden iyi bilirsin Rabbim,
Bir ankâyı bir ankânın göğünde
Ancak sen uçurabilirsin Rabbim...
İki divâneyiz saman yolunda
O bir ay ışığı, ben ise karanlık
Kâh ben O'na düşlerimi yollarım
Kâh başımda duman duman izleri
O'nda nura döner benim ellerim,
Bende yıldız olur onun gözleri
Bizi bizden iyi bilirsin Rabbim,
Bir mehtabı karanlığın göğsüne
Ancak sen indirebilirsin Rabbim...