Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Böyle yoğun isteklerin mantıkla, muhakemeyle hiçbir ilgisinin olmadı- ğını, kalp ve bedenin saf arzusundan kaynaklandığını o za- man daha iyi anlamıştı. Anthony'nin tatlı nefesini yanaklarında hisseden Roslynn, en sonunda çok da istekli olmadığı bu savaşı bıraktı. Yeniden onun kollarında olduğu anı düşleyerek geçen onca zamandan sonra, şu an kendini evinde gibi hissediyordu. Vücudunun sıcaklığı, kollarının onu sarışı, bakışlarındaki tutku aynı hatırladığı gibiydi ve bunu tekrar tekrar yaşamanın onu ne kadar mutlu ettiğini en sonunda kendine itiraf edebiliyordu. Ve kendisini öpüşü... Aslında o kadar tereddütlüydü ki, Roslynn bunun kendisini durdurmak adına, vücudunun kontrolünü ele almadan önce ona Anthony tarafından ve- rilmiş son bir şans olduğunu fark etti. Roslynn'in ne tür iç çatışmalar yaşıyor olduğunu bilecek ve ona göre davra- nabilecek kadar tecrübeli ve maharetli bir adamdı. Çünkü kendisine daha önce de böyle yaklaşmıştı. Kendisini bu kadar çok istiyor olmasına rağmen böylesine düşünceli davranıyor olması Roslynn'in yüreğini ısıtıyordu ve onu daha da çok istemesine yol açıyordu. Roslynn kollarını Anthony'nin boynuna dolayarak ona evet demiş olduğunu gayet iyi biliyordu ve buna karşılık olarak Anthony'nin dokunuşunda bile hissedilebilen ha- fifleme onu daha da mutlu etti. Şu an tek umurunda olan Anthony'nin dudaklarını hissetmekti. Uzunca bir süre dudaklarını birbirinden ayırmadan buziyafetin tadını çıkardılar. Dudakları ayrılır ayrılmaz Ant- hony, Roslynn'in elbisesinin düğmelerini açmaya başladı- ğında, şapkası ve mantosunun çoktan çıkarılmış olduğunu fark etti. Ve şu anda, Anthony'nin onu soymasını izlerken hareket bile edemiyordu. Gözleri öylesine büyüleyiciydi ki sanki elbisesinin içini değil ruhunu görüyordu. En sonun- da elbiseleri gibi iç çamaşırları da ayaklarına düştüğünde bile gözlerini ondan ayırmadı. Bunun ardından Anthony gözleriyle onu tepeden tır- nağa süzmeye başladı. Sanki yıllardır görmeyi beklediği bir resmi inceleyen, bundan tarifsiz zevkler alan bir res- sam gibiydi. Ardından dudaklarında beliren gülümseme, Roslynn'in kasıklarındaki ıslaklığın gittikçe artmasına yol açıyordu. Yavaşça kalçalarını kavrayan elleri yine aynı ya- vaşlıkla yukarı çıktı, ince belinde biraz dolaştı ve nihayet göğüslerinde durdu. Göğüs uçları dimdik olmuş, kalbi gö- ğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atıyor olsa da Anthony ona dokunmak için acele etmiyordu. Sanki önce vücudu- nun her bir santimetresinin tadını çıkarmak istiyordu. Ya o gülümsemesi... Her geçen saniye daha da genişli- yor, daha da muzaffer bir ifade kazanıyordu. Sanki onun neler hissettiğini biliyor, aklından geçenleri okuyabiliyor- du. Şu an zaferinin tadını çıkarıyorsa bile bu Roslynn'in umurunda değildi. Çünkü kendisi de en az onun kadar galipti aslında. Sevdiği adam için kendi zincirlerini kopa- rabilmiş, inadına üstünlük kurabilmişti ve bununla gurur duyuyordu. İlk defa onunla beraber olmayı, onunla sonu- na kadar gitmeyi istiyordu, çünkü onunla aynı yatağı pay- laşmanın bugüne kadar yaşayacağı en güzel şeylerden biri olacağına dair hiçbir şüphe taşımıyordu. Ancak mademki bütün arzularıyla onun olacak- tı, bunda kendisinin de katkısı olsun isterdi, bu amaçla Anthony'nin ropdöşambrına uzandı ve onu çözmeye baş- ladı. Anthony'nin çıplakken nasıl göründüğü düşüncesini beyninden atmak için uğraştığı zamanları hatırladı ve gü- lümsedi. Onun vücudunun Yunan heykellerine benzedi- ğini düşünmüştü ve şu an merakını gidermeye öyle yakın- dı ki bu merak ónu daha da cesur yapıyordu. Ropdöşambrının kuşağını açtı ve bir çırpıda üstünden çıkardı. Avuçlarını sıcak tenine yaslayıp vücudunu hisset- meye başladı. Sırtını, kollarını, karnını ve en sonunda da kalçalarını hissettiğinde onu olanca gücüyle tutup kendi- sine doğru çekti. Onunla yakından da yakın olmak istiyor- du. Evet, onunla tek vücut olmalıydı, onun olmalıydı. Ba- caklarını ona sarmak için karşı konulmaz bir istek duydu. "Gerçekten çok güzel bir adamsın sen Anthony." Roslynn'in onu böylesine dikkatli inceliyor olmasın- dan büyülenen Anthony, onun buğulu sesini duyunca, kendini kaybetmeden ona dokunmanın tadını yavaş yavaş almaya devam etmek için kendisini durdurmak zorunda kaldı. Yoksa pantolonunu yırtarak çıkarması ve ona şu an sahip olması işten bile değildi. Roslynn'in kulağına eğildi ve adını fısıldayıp tekrar dudaklarına döndü. Öpüşmeye ara vermeden onu kalçalarından kavradı ve kaldırıp yatağa götürdü. Yavaşça yatağa yatırdı ve ona son bir kez daha uzaktan bakmak, onun burada olduğuna inanabilmek için dayanıl- maz bir istek duydu. En güzel hayallerinde bile onun bu kadar kıvrımlı, bu kadar güzel ve bu kadar ateşli olduğunu düşleyememişti. Daha önemlisi ise düşlerinde bile onun kendisini böylesine isteyebileceğine inanamamıştı Ant- hony.
Sayfa 202
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.