"Nübüvvet metodu üzere Raşidi hilâfet olacaktır." (Ahmed Bin Hanbel)
Moğollar Hicri 600'lü yıllarda İslam beldelerini istila ettiler ve yüz binlerce Müslümanı canice katlettiler.
Tarihçi İbnul Esir'den bu dönemi ve yaşananları tedvin etmesini/ kaydetmesini isterler.
İbnul Esir'in Müslümanların maruz kaldıkları acıları tarih sayfalarına yazmaya hiç gönlü el vermez. Bu isteksizliğini de şu sözlerle ifade eder: "İslam ve Müslümanların zillete düçar kalışlarını kim kolaylıkla yazabilir ki? Bunu yazmak kime kolay olabilir ki? Keşke annem beni doğurmasaydı, keşke bu yaşanan bu zillet dönemi öncesinde ölseydim ve unutulup giden birisi olsaydım."
Ne var ki İbnul Esir'in yazmaya yüreğinin el vermediği dehşet verici, sarsıcı dönemin sonrasında Müslümanlar toparlandılar ve Moğolların saldırılarını durdular. Ve dahası düşmana Ayn-ı Calut'ta Seyfettin Kutuz'un eliyle büyük bir hezimet tattırdılar.
Günümüze geldiğimizde biz de farklı düşünmüyoruz aslında... Tıpkı İbnul Esir gibi bizim de işgale maruz kalmış beldelerimizde, özelde de Gazze'de yaşananları yazmaya elimiz, anlatmaya da dilimiz varmıyor. Gazze gün be gün ölüyor.
Ama bununla birlikte Allah'ın taktir ettiği vakit geldiğinde; bu yaşananların bir gün elbet sona ereceğine, Raşidi Hilafet Devleti ve muzaffer bir komutanın önderliğinde Müslümanların kâfirlere galip geleceğine de iman ediyoruz.
Tarih dünü yazdı...
Bugünleri de yarınları da yazacak...
Tarih Gazze'de yaşanan mezalimi yazdığı gibi müjdelenen istikbal olan İslam'ın yüzyılını da yazacaktır.
Ve nihayetinde tarih bunları yazdığı gibi yalancıları, Gazze'yi yalnızlığa terk edenleri de yazacaktır.
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.