Bu benim ilk kitap incelemem olacak. Bunları 77. Sayfadan yazıyorum. Kitap bittiğinde belirttiğim sayfayı silmediysem bilin ki her şey aynı gitmiş. . Kitabı, kitap fuarında yazarının tavsiyesi üzerine almıştım. Türk bir yazar, gerilim türü ve ters köşe sonlu olduğu için şans vermek istedim. Kitap incelemesi yapabilecek bir okur muyum bilmiyorum ama bu kitaba kayıtsız kalamadım. Arkadaşlar, yazar farkında mı bilmiyorum ama Ecin’in kendi evreni var. Şöyle bi örnek vereyim, Amerika’nın ortasında bi Türkiye. Bi bölümde çiçek fırınından simit poğaça alıyor karakter öbür bi bölümde siyahi bir polis tarafından sorguya alınıyor. ?? Özür dilerim, ne? Kitap hızlı okunuyor, dili kolay. Baş karakter Gece Evi Serisi’nden Zoey Kızılkuş kadar ergen dramasında. Ay Allahım cidden sevgili Tolga bey, karakterler yetişkin ama neden liseli? Bunların dışında anlayamadığım bir başka şey de zaman akışı. Ne ara oluyor olaylar ben okurken takip edemiyorum. Açıkçası yazarın ilk ve tek kitabı sanmıştım, neden derseniz bazı betimlemeler ardı ardına geliyor “demir bilyeler tutmuşum gibi”, ana karakterimizin ergen duyguları yüzümüze devamlı çarpıyor ve bitmek bilmiyor. Bir bölümde peynir zeytin kahvaltı yaparken pastırma ve konserve etler çıkıyor piyasaya, Peri hangi ülkede devamlı bi kafa karışıklığı. Yazar her sevdiği unsuru kitabın içine eklemek istemiş ama olmamış. Yani ben giremedim hikayeye, o da olsun bu da olsun derken her şey olmuş kitapta. Acaba yazar bu türü mü yazamıyor, aşk, romantizm türünde daha mı başarılıdır bilemiyorum. Böyle olsun istemezdim ama sanırım bu yazarın başka bir kitabını alıp da okumam. Yine de kitabı bitirince bir daha düşüneceğim bunu. … Merhaba kitabı bitirdim de geldim, yukarıdaki yazdıklarıma katılıyorum ve ekliyorum. (küçükken okul dergilerine verdiğim hikayelerimle kapışır) Biz neredeyiz? Herkes niye birbiri ile hızlı ve gereksiz samimiyette. Nergis’ neden Peri’ye aşık olmadığını dile getiriyor. Tekin’in üstünün çıplak olmasının bizi rahatsız etmediğini neden dile getiriyoruz. Sabah sucuk ve yumurta yerken akşam kutsal su ile kötü ruh kovalıyoruz. Kitap maksimum 100 sayfada bitermiş arkadaşlar, gerisi hikaye için uzatılmış da uzatılmış. Ters köşe olacağım derken ne olmuş bilmiyorum. Sonu şaşırttı mı, hayır. Sonuna gelene kadar sıkıldım. Bitse de kalksa rafa diye okudum vallahi. Madem ters köşe olacak kitap, neden bu kadar kısa bırakıldı sonuç. Bir anda laflar kişinin yüzüne vuruldu ve bitti. Eee abi?? Ne, neden, niçin? Yazıldı bari biraz daha verilseydi sonuna detay. Allah okuyacaklara sabır versin. Belki benim zevklerime uymadı, başkaları mutlu olabilir. Ayrıca yayın evi de yazara aitmiş galiba baktım şöyle bir göz ucu ile. 2 yazım hatası gördüm, o kadar da olsun sorun değil. Ama lütfen kapak tasarımcısı daha da özenli olsun. Hikaye ile kapağın hiç bir uyumu yok, ayrıca hatalar ve uyumsuzluklar da var. Geçmiş olsun

EcinM. Tolga Uluaydın · Cadı Yayınları · 20228 okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.