Gönderi

Çocuklar genellikle ebeveynlerine ait hatıraların, depolanan geleneklerin, folklorün, değerlerin, genlerin, özelliklerin, yeteneklerin, potansiyelin ve görünüşlerin taşıyıcısı olarak algılanırlar. Bu unsurları dünyada ebedi kılma hevesi, toplumsal olarak kabul görülür ve arzu edilir.Ancak Maya, kalıcılaştırmanın başka bir yönü olabileceğine ışık tutuyor, teni yakan ırkçılığı, homofobiyi ve yoksulluğu abideleştiren bir yön. Toplumsal anlamda marjinal gruplardan gelen kadınlar kimi zaman bu adaletsizlikleri daha büyük ölçüde tecrübe ediyorlar, zira ırkçı ve hasmane toplumsal düzenler karşısında çocukları için güvenli bir yer yaratmaya zorlandıklarından annelikleri bir anıt, toplumdan kaynaklanan meşakkatlerin devamı haline gelebiliyor. Hayatı boyunca ırkçı bir toplumda koyu ten renginin etkisiyle mücadele etmek zorunda kalışını anlatan Maya, kızıyla birlikte tüm bunlarla yeniden yüzleşmek zorunda kalmış, onu savunmak için yöntemler bulmaya çalışmış. Onun için kızı, geçmişte kalmayı reddeden, zamana ve yeniden şimdiye izinsiz giren kötülüklerin ebedi bir anımsatıcısını cisimleştiriyor. Maya'nın geride bırakmayı tercih edeceği "bir zamanlar olduğum kişi"nin hatıralarının dirilişi, anneliğin ona eziyet etmesinin sebeplerinden biri ve bu diriliş, aslında hayatın devam edişi veya "ikinci çocukluk" anlatılarını hiç de göklere çıkarmıyor.
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.