Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

90 syf.
6/10 puan verdi
Bu kitabın beğenilmesinin önemli sebeplerinden birisi bizi can evimizden vurmasıdır. Konu kitaplar olunca tarafsız olabilecek miyiz? Kitap sevgisi denilince hepimiz için akan sular duruyor, öyle değil mi? Yoksa zamanımızın önemli bir kısmını neden buralarda harcayalım? Flört mü? Öhöm! Ne diyorduk? Kitaplar... Başka yerde duymadığınız yeni bilgiler edinmek, yeni kelimeler öğrenmek, daha önce hissetmediğiniz duygular tatmak, insanoğlunun hayal gücünün sınırlarında kaybolmak, kendini bir soruşturmada dedektif olarak bulmak, belki gerçekliğin acısından az da olsa sıyrılabilmek, uzaklaşmak, kafa dağıtmak, yeni bir motivasyon kaynağı bulmak, konuşacak konu bulmak, elit olma isteği, geçmişe ve geleceğe bakmak ve daha sayamadığım birçok sebeple okuyoruz. Peki ya o fantastik güzellikteki ciltler ve kapak görselleri bizi etkilemiyor mu? Görüldüğü üzere o kadar çok sebep var ki, bizi tetikleyen şey bazen hepsinden biraz oluyor ama bunlardan birisi bile bir kitabın kapağını aralamak için yeterlidir. Sebep her ne olursa olsun sonuç bizi seçmeye götürüyor, günümüzde de seçenekler sonsuz ve artmaya da devam ediyor. Sadece bir yılda ortaya çıkan kaynak sayısına bile ömrümüz yeterli değil gibi görünüyor.(bkz. tr.wikipedia.org/wiki/Bir_yılda...) Tabii ki biz de aç gözlüyüz, her konuda olduğumuz gibi kitaplar konusunda da insanlığımızı konuşturuyoruz. Bir kitap alıp okuyup bir sonrakine geçmek hiçbir zaman yeterli olmuyor, kendimizce bahaneler üretiyoruz. Ya beğenmezsem, ya o an ruh halim onu okumak istemez de başka bir şey isterse? Farklı farklı tarzlarda alayım sıkılmadan okurum vs. Bir bakmışsınız 1-2 tane kitap alma niyetiyle çıktığınız yolda sepetiniz ağzına kadar dolmuş. Daha eldekiler bitmeden yeni arayışlar ve yeni siparişlere girişmişiz. Okunacaklar listesi buz dağının sadece görünen yüzü. Sahip olma ve sergileme isteği yavaş yavaş bizi ele geçiriyor. Okudukça kişisel kütüphaneniz de sizinle büyümeye ve gelişmeye başlıyor. Ne kadar da güzel! Peki o kadar çok seçenek varken okuduğun kitabı tekrar okumak mümkün olabilecek mi? İşimize yaramayacaklardan kolay kurtulabiliyor muyuz? Kütüphanenizin ne kadarını tekrar elinize alabileceksiniz? Kitaptan şu alıntıya katılmamak elde değil: "Sadece çok uzak bir gelecekte bana faydası olacak kitapları, genel okuma çizgimin dışında kalanları ve bir kez okuyup da bir daha yıllar boyu, belki de hiçbir zaman kapağını bile açmayacaklarımı neden evde tuttuğumu defalarca sordum kendime." Schopenhauer'a göre bir kitabı 1 kere okumak, kitapta anlatılanları gerçekten anlamak ve özümsemek için yani kendimize yararlı bir şeylere dönüştürebilmek için yeterli değil. Bitirir bitirmez tekrar başlamak ve gözden kaçan noktaları yakalamak gerekirmiş! Birden fazla kez okuduğunuz bir kitap varsa, eminim ki farklı lezzetler alındığının farkına varmışsınızdır. İstemeye istemeye kendisine hak verdiğimiz olur. Peki kitaplığımız yüz kitaptan oluşuyordu, bin kitap oldu. Ahh ne muazzam! Okumaya tüm hızımızla devam ettik ve 10 bin kitap hatta 20 bin kitap oldu diyelim, görenlerin nutku tutuluyor, herkesin imreneceği bir şahsi kütüphaneniz var. Bilmiyorum tam olarak hayal edebildik mi? Kitaplık taşmaya başlayınca insanda; "benim baya kitabım var herhalde" diye bir his oluşuyor ama sayınca 100-150 arası olduğu anlaşılıyor. Bir duvarınızı boydan boya kitapla hayal edin, kaç tane? Bin mi? Bravo, koleksiyonerliğe çoktan adım atmışsınız demek ki. Peki ya 20 bin kitap ne kadar alana sığar? İşte Kağıt Ev kitabında böyle azılı bir kitap severden bahsediliyor. O kadar kitabı saklamak büyük marifet, daha önce başınıza gelmemiş dertlerin üstesinden gelmeniz gerek; sayfalar yavaş yavaş sararıyor, rutubet - nem, haşereler ve bir sürü başka belaya hazırlıklı olmalısınız. Yenilerini almaya devam ediyorsunuz ama bütçeniz onları saklama masrafına da yetecek mi acaba? Tek başınıza hepsinin tozunu almakla uğraşabilecek misiniz? Aman şamdanlarınızı yerleştirirken doğru yerler seçin! 100 tane kitabı dizerken eminim siz de nasıl sıralayacağınızı düşünmüşsünüzdür. Yayınevine göre mi dizmeli? Yazar ismine göre mi? Türe göre daha mı iyi olur sanki veya okuma sırasına göre mi? Yok yok o kadar alakasız kitabı yan yana görmeye dayanamayabilirsiniz. Peki dizecek 20bin kitabınız olduğunu düşünün, nasıl olurdu? Eminim başta çok keyifli bir iş olabilir diye düşündünüz ama yanıldınız, karakterimiz biraz takıntılı ve sırf bu iş için değişik formüller bulmayı kendine görev ediniyor ve bu yola da deliliğin dağlarına ulaşıyor. Kitapta bir olay örgüsü, birtakım yaşanan şeyler var ancak maalesef beni etkileyemediği için buraya taşımıyorum. Çok kısa bir kitap olmasına rağmen gerçeklikten ve zamandan kopup kendimi kitabın içinde bulamadım. Kitapta, "Okurların gözünden, kitaplar onlar için neyi ifade eder?" sorusuna güzel cevaplar verilmiş ve bu soruyu bize de sorduruyor. Okurlar olarak birtakım duygu ve düşüncelerimizin ortak olduğunu görmek hoşumuza gidiyor, sanırım bunu beğenen çok olmuş. Ayrıca bir kitabın sizi başka kaynaklara götürmesi de her zaman okuyucuyu cezbeden durumlardandır, bu kitap da bolca yazar ve kitap ismi içermekte. Bunların dışına ne yazık ki benim için bir şeyler eksikti. Yine de 90 sayfa olan bir kitap bir şansı hak ediyordu tabii. Bir gün bir kitap okudun ve hayatın mı değişti? Yoksa yavaş yavaş, ilmek ilmek mi işlendin? Keyifli okumalar.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,1bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
146 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.