Gerçekten ilginç bir öykü seçkisi olmuştu. Normalde bu tarz seçkilerde tema hemen hemen aynı olurken bu seçkide ise birbirinden farklı bir sürü öykü vardı. Sanki Alman ve Rus öykülerinin karışımı gibiydi.
Dikkatimi çeken bir nokta da öykülerdeki ana karakterlerin pek ortak noktalarının olmamasıydı. Kimi son derece umursamazken kimi de fazla duygusaldı. Ya da bazı karakterler deliliğin sınırlarında gezinirken bazıları da son derece realist bir tablo çiziyordu. Yazarın biyografisini okuduğunuzda hepsinde kendisinden bir parça olduğunu görebilirsiniz tabii. Böyle dengesiz bir yazardan bu denli çeşitli karakterlerin çıkması şaşırtıcı değil belki de. Ama öykülerden yazarın hayal alemine biraz daha yatkın olduğunu da görebilirsiniz. Ki zaten o tarzda yazdığı öyküler de daha bir keyifliydi. Realist bakış açısıyla yazdığı öykülerde ise buz gibi gerçekler suratınıza çarptığından sarsıcı da olsa pek tatmin edici değildi bana göre.
Ama genel olarak kitap hoşuma gitti. Sonuçta Macar edebiyatının pek yaygın olmadığını düşünürsek bu değerli bir kitap.