Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu dönemde İstanbul'da sivil bir güç olarak bazı vüzera aileleri de halkın nazarından uzakta değildi. Özellikle uzun savaşlar döneminde askeri güce duyulan ihtiyaç, gerek taşrada ve gerekse İstanbul'da zengin ailelerin kendi besleyecekleri askerlerle savaşlara katılmaları yolunu açtığından bunlar giderek devlet nezdinde kazandıkları bu konumu mahalli bir güç hâline gelmekte kullanmaya başlamışlardı. Taşrada görülen bu kabil zümrelerin İstanbul'da da var olduklarına dair ipuçları yakalanabilmektedir. Bunlar içinde hususiyle Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın kroniğinde zikrettiği ve kendilerinden asker talep edilen üç aile dikkat çekicidir. Sarı Mehmed Paşa, 1107 Ramazan'ı (Nisan 1696) olaylarını aktarırken İstanbul'da oturan İbrahimhanzâdeler, Civankapıcıbaşızâdeler ve Köprülüzâdelerin kendi askerleriyle sefere katılmalarının emredildiğini, bunun üzerine İbrahimhanzâde Ali Bey'in bütün masrafları kendisi karşılamak üzere 300 piyade, Civankapıcıbaşızâde Mustafa Bey'in 50 neferle, Köprülüzâde Numan Bey'in 150 neferle yola çıktıklarını belirtir. Bu üç ailenin zenginlik ve kudretleri dışında ortak olan önemli bir yanları daha vardı. Bunların her üçü de hanedan ile akrabaydı. İbrahimhanzâdeler, Sokullu Mehmed Paşa ile İsmihan Sultan'ın oğulları İbrahim Paşa'ya; Civankapıcıbaşızâdeler ise Sultan İbrahim devri veziriazamlarından olup babasının annesi, Mihrimah Sultan'ın kızı olduğundan Sultanzâde lakabıyla da anılan Mehmed Paşa'ya dayanıyordu. Bu aileler İstanbul halkı nazarında oldukça büyük itibar sahibi idiler. Bunlardan İbrahimhanzâdeler birdenbire 1703'te Osmanlı hanedanına alternatif olarak gündeme geldiler. Edirne'ye II. Mustafa'yı devirmeye giden İstanbul kuvvetlerinin Silivri'de yaptıkları ve bir bakıma hanedanın geleceğini tayin eden mecliste Osmanlı tahtına aday gösterildiler. Osmanlı kroniklerinin Şehzade İbrahim ile II. Mustafa'nın kardeşi Ahmed arasındaki tercihten söz ettikleri bu toplantı sırasındaki tartışmaları, o sırada bu mecliste bulunan bilahare Prut Savaşı sonrası kendisini müdafaa kastıyla Valide Sultan'a gönderdiği mektupta özetleyen Baltacı Mehmed Paşa, ulema ve askerin bir bölümünün Tatar Hanı'nın veya İbrahimhanzâdelerden birinin tahta çıkarılması teklifinde bulunduklarını, fakat kendisinin devreye girerek büyük gayretlerle III. Ahmed'in tahta getirilmesini teminde rol oynadığını belirtir.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.