Gönderi

"Çok eskiden Orta Doğu 'da olduğu yerde dönen tahta bir direğe bağlı atlarla ok talimi yapılırmış. Haçlılar bunu Avrupa ya getirmiş. Atlıkarınca böyle doğmuş.Bir açıdan bakarsan atlıkarıncadaki atların sonsuz bir yarışa girdiğini görürsün. Aslında tanıdığım herkes,her şey böyle bir yarıştaydı.İnsanlar,hayvanlar, şiirler, eşyalar... Manşetlerdeki düğmelerin ve tıraş bıçağındaki jiletlerin sayısı sürekli artıyordu.Muzik kulakları giderek büyüyor,kulaklar bununla rekabet edemiyordu.Arabalar benzin koklayıp asfalt yakıyor,atletler hap yutup pistleri hırpalıyordu. sinek gözlükleri ve şeftali çekirdeği gibi kasklarıyla dolaşan bisikletçiler,on yıl geriye gidilse uzaylı sayilabilirdi.İlki piyasaya çıkalı 30 yıl bile dolmadan,cep telefonları önce üç kat küçülüp sonra da iki kat büyümüştü.Bir tek ütüler yerinde sayıyordu. Ütüler,lokomotifin icadından beri buharliydi.
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.