Gönderi

Doğayı yeniden üretme gerekliliğinin, sanatın içsel zorunluluğundan çok, geleneğin bir ürünü olduğunu biliyoruz. Sanatçıya, ona meydan okuyarak zekasını dürtükleyen ve onu olanaksıza ulaşmaya iten o çözülmez sorunu bu gereklilik önermiştir. Ne kadar şaşırtıcı olursa olsun, bu sorunlara bulunan her çözüm, hep başka alanlarda başka sorunlar doğurmuştur ve gençlere, biçimlerden ve renklerden çıkarma yeteneğinde oldukları şeyi gösterebilme fırsatı vermiştir. Nitekim gelenekle bağlarını koparmış olan sanatçı da, çabalarına anlam veren dürtüyü bu geleneğe borçludur. İşte bu nedenle sanatın öyküsünü, her emeğin geleceği haber verdiği ve geçmişi anımsattığı, sürekli bir gelenekler örtüsünün ve değişimin öyküsü olarak anlatmaya çalıştım. Tarihin bundan daha büyüleyici bir yönü yok. Canlı bir zincir, hâlâ günümüz sanatını, piramitler çağının sanatına bağlar. Eski ödevler ortadan kalkınca yerini yenileri almış ve bu yeni ödevler sanatçılara, büyük yapıtların doğmasını sağlayan yönelimi ve hedefi vermiştir.
Sayfa 473Kitabı okudu
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.