RUHLAR ALEMİ?
Bu Araf suresinin 172.ayetinde geçiyor. Fakat bunu anlayabilmek için önce Kuranı bütüncül okumak lazım Şems suresinin 7.ve 8.ayetini iyi anlamamız lazım. “…..nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki” der.
Sonra Hucurat suresinin 7.ayetinde “Biliniz ki, aranızda Allah'ın peygamberi vardır. Şayet o, birçok işte size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, SİZE İMANI SEVDİRDİ ve onu GÖNÜLLERİNE ÇEKİCİ KILDI. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin gösterdi. İşte, doğru yolda olanlar bunlardır.” der.
Sonra Rum suresinin 30.ayetinde “Böylece sen, batıl olan her şeyden arınmış olarak, yüzünü kararlı bir şekilde Allah'ın, insanları üzerinde yarattığı doğa/fıtrat kanununa/ dine çevir! Allah'ın, İNSANIN DOĞASINA YERLEŞTİRDİĞİ FITRATA uygun davran ki, Allah'ın yaratmasında bir değişime meydan verilmesin. Bu, gerçek dinin amacıdır; fakat insanların çoğu bilmez.”der.
Bu alt yapıyı elde etmeden, Kuranın açıklayıcılığından istifade etmeden! Kuranı başka usullerle anlamaya çalışıyoruz. Önce ruhlar yaratılıyor. Sonra insanlar! Hatta Allah sağ eliyle! Ademin beline vuruyor filan!....Hatta bu sözleride Peygamber efendimizin ağzına koyuyorlar sana bana din diye pazarlıyorlar!
Araf 172 : Rabbin Ademoğulları’ndan -onların bellerinden- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz.
Ayet Ademogullarından dıyor! Adem değil! Yani bu her Ademoğlunun belinden zürriyetin alınması, tohum üretmeye başlamasıdır! Dişi ise yumurta üretir. Erkekse tohum üretir! Yani hücrelerin öyle bir yaratılış sureci geçirdiğini ifade ediyor. Yani insan yaratılıyor!
Sonra kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz. Bu ne demek? Allah’ın kendini bilme yetisini ve yeteneğini kulun içine koymasıdır!
Konuşmak için dudağa, dile, kelimelere mi ihtiyaç var? Bazen insanlar duruşuyla konuşur. Gözleriyle konuşur…..Konuşmak deyince illa biyolojik bir eylem geliyor insanın aklına. İmgesel düşünüyoruz. Kavramsal düşünmekte sıkıntı yaşıyoruz toplum olarak!
Allah gökleri yerin konuştuğunu soyluyor? Ellerin ayakların konuşacağını soyluyor? Konuşmak her zaman bir biyolojik eylem değildir…..
İnsana “ruh” üflendiğinden bahseder Kuran? Nedir ruh? O üflenen ruhtan kastı eğer cansa ya da çoğunluğun! düşündüğü gibi şeffaf bir maddeyse Hayvanada üflendiğinden bahsetmesi lazım Kuranda! Ama sadece insana ruh üflenmesinden bahseder! Ruh üflenmesinden kastedilen şey can değil çünkü “akıl, irade ve vicdan” dır. “Bilinç” tir.
“Ruhundan üfledi daha sonra duygu ve düşünce yetenekleriyle donattı.” der Kuranda. Yanı duygu düşünce yeteneğine sahip olması insanın bilinçlenmesidir….
Mehmet OKUYAN
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.