Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Oruçta bütün bir din tarihini yaşarız biz. İftarin yaklaştığı saatlerde fırından ekmek almaya giden oruçlu, Ashab-ı Kehfin nice yıllar uyuduktan sonra içlerinden birini şehre ekmek almaya gönderdikleri zamanki ruh hallerini bir parçacık yaşar. Evet, fırın artık o fırın, kent artık o kent değilse de, ramazan günü fırınlardan alınan ekmek yine o "ekmek"tir. İftar sofrası, Allah'ın Hazreti İsa'ya indirdiği "gök sofrası"dır bir parça. Peygamberimizin nice kereler ashabıyla oturduğu sofradan bir anlam taşımaktadır. Ocaklarda yanan ateş Nemrud'un yaktığı ateş değil, Hazreti İbrahim'i yakmayan ateştir. Oruç ayına kadar pek de dikkat etmeksizin etinden, sütünden, yününden, derisinden faydalandığımız hayvanlar, ağızlarımız melek mühürleriyle mühürlendiği andan itibaren yavaş yavaş anlam değiştirmeğe başlarlar. Tâ kurban bayramında Hazreti İsmail'in kurtulmalığı olan koçun anlamına kavuşuncaya kadar. Taşlar bile dikkat eden için anlam değiştirir oruçta. Hazreti İsmail'in şeytana attığı taşlara dönüşmeğe başlarlar gözümüzde. Oruç, toplum için, Hazreti Musa'nın Sina Dağı'na gittiği ve dönüşünde halkını Altın Buzağıyı yapmış ve ona tapar olarak bulmuş olduğu o çileli günün imtihanından bir imtihandır. Mânen, islâm toplumu Kadir gecesinde her yıl Altın Buzağıyı boğazlar ve bayrama onun sevinci içinde çıkar. Oruç ayı boyunca, Halilullah'tan (Allah dostu Hazreti İbrahim'den), Kelimullah'tan (Allah'la konuşma şanının sancağı Hazreti Musa'dan), Ruhullah'tan (Cebrail nefesinden oluşmuş Hazreti İsa'dan) ve nihayet Habibullah'tan (En büyük dereceye, Allah'ın sevgilisi olma derecesine yükselmiş Ulu Peygamber'den) müminlerin üzerine görünmez dünya armağanları yağar. Onlar ister ki mü'minler olabildikleri kadar kendilerine benzesinler, kendilerinin eriştiği bu ilâhî nimetlerden görünmez rızıklar alsınlar. Allah onların dualarını kabul eder ve biz müslümanlar ilk bakışta tarihin içine gömülmüş gibi görünen bu ilâhî nimetlerden, bu mânevî rızıklardan, oruç ayında, en çok oruç ayında, her birimiz kendi çapımızda payımızı alırız. Oruç ayında coşan kalb ve ruh için, Kâbe'yi yaparkenki Hazreti İbrahim, ilâhî ateşin Sina dağını şimşek gibi titrettiğini gören Hazreti Musa, ölüyü dirilten Hazreti İsa, meleklerin yandığı sınırları aşan ve Miracını Allah'ı görerek, mecazın ve nisbînin bütün perdelerini sıyırarak tamamlayan Hazreti Peygamber ne kadar yakındır, ne kadar yakındadır.
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.