Neye ve neden direndiğimin genellikle farkında değildim, o yüzden başkaldırılarım bulanık, tutarsız ve istikrarsızdı. Boyun eğmemeyle ya da bir bataklığa gömülüp sonra da kurtulmak için çırpınan biri gibi boyun eğmeyle geçen o yılları, şimdi etrafımda aynı savaşları veren genç kadınları gördükçe hatırlıyorum. Bedenen hayatta kalma mücadelesi de çok şiddetli olabilir ama mücadele sadece o değil, katılım, itibar ve ses sahibi olma hakları da dahil olmak üzere hak sahibi bir kişi olarak hayatta kalma mücadelesiydi. Yani sadece hayatta kalmaktan fazlası söz konusuydu:
Yaşamak söz konusuydu.