Gönderi

İlk yılların tenha dizecikleri neden kalabalıklaşmıştı? Ken­disi, Barok'un uyandırdığı boşluk duygusuyla açıklıyor bunu: "İnsan Roma'da boşluk duygusuna kapılır. Boşluk duygusuyla dolu birinin boşluk karşısında dehşet duyması çok doğaldır. Ufacık bir alan, boş bir nokta bırakmamacasına her şeyi tıka basa dolduran, hiç ama hiçbir şeyi özgür bırakmayan, dört bir yandan sökün etmiş ögeler yığını. Boşluk dehşetini en çok Roma'da du­yar insan; çölde, dünyanın herhangi bir yerinde duyulabilece­ğinden çok daha güçlü duyar. Şuna inanıyorum: (...) Michelan­gelo sanatının tüm dramı boşluğun uyandırdığı o dehşet duygu­ sundan doğmuştur."(...) "insanın şiir, resim ya da mimariyle kendisinin kıldığı herhangi bir 'biçim'de, biçim'in içinde, onu dibe, kendisine doğru çeken bir uçurum vardır hep. Yarattığı şeyde, tıpkı kendisinde olduğu gibi hep bir 'yok'luk vardır; baş dönmesi ve korku yaratır o boşluk"(…) "Ama 'yok'luk bir şeydir, boşluk bambaşka bir şey. Birinde canlı bir biçim'in yokluğu vardır, diğerinde canlı bir biçim yoktur, boşluk vardır". Ungaret­ti bu yokluğu en çok kutsallıktan yoksunluk bağlamında yaşar: "Tanrı'dan yoksun bir dünya korkunçluğun karşısında hep aynı dehşeti, aynı hayreti duyacaktır.”
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.