Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hâkim Batılı güçler, modern dönemde, küresel düzeyde oluşturdukları hukuksal ve kurumsal yapılar yoluyla hem uluslararası hukuku hem de onun bir cüz'ünü oluşturan insan hakları düzeneğini kendi tasavvur ve çıkarlarına uygun olarak “tanımlama” imtiyazını de ele geçirmişlerdir. Kavram, hukuk ve kurum inşası ve tüm bunların yaslandığı kapitalist dünya düzeninin tesisi yoluyla, mütehakkim Batı, uluslararası düzen içinde imtiyazlı bir konum elde etmiştir ki, bu durum bugün de önemli ölçüde devam etmektedir. Söz gelimi, “uluslararası toplum” dendiğinde aklımıza Afrikalılar ya da Asyalılar değil, genelde ABD ve Avrupalılar gelmektedir. Bunun bir tür zihni esâret olduğu açıktır. “Uluslararası terörizm” dendiğinde zihnimize Batılılarca tanımlanan, genelde bazı Müslüman silahlı grupları ihsas eden aktörler düşerken; Amerikan ya da İsrail devlet terörü, çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Öte yandan, Filistin sorununun sadece 1967 yılında Siyonist devletçe işgal edilen Filistin topraklarıyla sınırlandırılması, küresel hegemonik sistemin, hâkim küresel akademik ve medyatik düzenin de katkısıyla, “sorun” tanımlama hususunda kurduğu tekeli ve o nedenle de istediği çozumü dayatma Imtiyazını açıkça göstermektedir. Ne acıdır ki, bir iki istisna bir yana, Musluman ulkeler bile, hegemon güçlerce dayatılan ve Fılıstın'ın bütünüyle Siyonist işgalcilerce sömürgeleştirildiği gerçeğini ıskalayan, 1967 sınırlarında iki devletli “çozum” paradıgmasını kendisine çözüm için referans almış durumdadır. Kendimizi kandırmak nâfile!.. Bugun de Batılı mutehakkim güçlerin muhrunu taşıyan uluslararası hukuk ve insan hakları duzenekleri, esas itibarıyla ve hususiyetle, “onemli” meselelerde, mevcut kuresel duzenin ve ıstıkrarın ahlâka, adâlete ve hatta hukuka öncelendiği bir normlar bütününden ve yapısından başka bir şey değildir.
Berdal AralKitabı okudu
·
192 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.