Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yazarın ifadesiyle “Seneler boyunca kitaplarımla bir yapı, bir heykel inşa edip durdum. Hatta İsa’ya Göre İncil’e dek, bu yapıda, ya da heykelde, mesleğin bahşettiği malzemeyi, yani benim durumumda sözcükleri kullanarak harekete geçmenin, inşa etmenin ve yaratmanın değerini bilen birinin güven ve tatmin duygusuyla çalışmaktaydım. Ta ki bir gün, ansızın, inşa eyleminin, yapının inşasını sürdürmenin, benim açımdan bittiğini idrak edene dek. Heykele daha fazla süs eklemem mümkün değildi, tam tersi, heykelin tuhaf malzemesinin daha da derinlerine sokulmam gerekiyordu, heykeli inşaa ederken kullandığım taşı koymam şarttı. Bir anlamda, mecazi olarak, hammaddenin derinliklerine inmem gerekiyordu, yani Brezilyalı şair Carlos Drummond de Andrade’nin dediği gibi, yazılanların felç halde sözlükteymiş gibi, uslu uslu yazılmayı beklediği sözcükler diyarına. Ama derinliklere inmemin tek sebebi sözcükler değildi. Onlar çoktan tükenmişti, her ne kadar üçüncü kişilere imalı, banaysa apaçık görmüş olsalar da, sözel metnin biçime etkisi, öyküdeki ironik bükülme anları, Babil kulesini andıran yapının fantastik ve ironik damarı tükenmişti. Yapının temeline inme vakti gelip çatmıştı, Kazmaya devam etmek gerekiyordu, dipten su ve kan çıkarana dek, kendi malzememi, kendi etimi kanatana dek. Böylece Heykel safhasından Taş safhasına geçtim. Son kitaplarım da bu safhaya aitler, taşıdıkları olgunluğu önceden kaleme almam mümkün değildi, çünkü bu iş için fazlasıyla geçtim. Hiç gülmeyin. Burada önemli olan gerçek yaş değil. Bazı yazarlar vardır, bir türlü yaşlanamazlar, taşı uyararak derinliklere bir türlü ulaşamazlar. Körlük de bu uyma safhasına ait, görmek istemedikleri için görmeyenler dünyasının sancılı gidişatını konu alıyor, dünyanın beyaz yansıması bu kişileri kör etmiş, her ne kadar ışık olasılığı kendi yanlarında olsa da, gözleri gören kadınla vücut bulan bir olasılık bu, çünkü kadın bencillik denen peçenin ardına sığınmadan sevmeyi biliyor. Şimdi fark ediyorum da, bütün eserlerimde, günümüzde pusulası hiç olmadığı kadar fena şaşmış haldeki insanlığın kurtarıcı unsuru olarak hep kadını işaret etmişim. Son romanım olan Bütün İsimler ise ikinci safhaya ait, yani taşı uyma safhasına, uzun süre toprağın altında kalmış bir tohumun temizlenmesini gösteren bir roman.
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi Yayınevi
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.