Sosyal bilimlerin ne yaptığı ve ne yapmaya çalıştığı üzerine flood
Bu yazacaklarım yarı verimli geçen uzun süre okumaların bende bıraktığı anlayış birikimini anlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Başlıyorum/0
·
68 views
Burada felsefenin ne yaptığından bahsetmem çok önemli bir kilit nokta olacaktır. Felsefe, tarihsel olarak bakılıp anlaşılabilecek bir şey olduğu gibi tersi şekilde de bakılabilecek bir toplumsal fenomendir. Tarihsel olması insanların değil toplulukların evrensel, insani durumlar üzerine söylenebilecek ve en önemlisi kişisel olan hem insan doğasını olumlu anlamda dönüştürme hem de insan doğasının olumlu yanlarını korumaya dönük bir zihinsel faaliyettir./1
Zihinsel faaliyetler, insan eylem öncesi başlangıç noktasında optimizasyon çalışmalarıdır. Eylemde doğaçlama mümkündür. Bu yüzden zihinsel eylem ve otomatik eylem arasında asla kapanamayacak bir ayrım mevcuttur. Felsefe, enteresan bir biçimde bu ayrımı belli mekanlarda birleştirmiştir. Felsefe hem meşruiyet inşa eden hem de meşrulaştırıcı(Evrensel yararı gözeten düşün sistemleri için bu nokta çok önemlidir) bir kolektif zihin faaliyeti olmuştur. Bunun tarihselliği sorgulansa bile bu fayda getirmeyecektir. Geleneksel felsefenin nedenleri sorgulama dönemi kapanmıştır./2
İdeoloji konusunda okumalar için 
İdeoloji Kuramları kitabını öneririm. İdeoloji felsefeyi araçsallaştırabilecek muğlak bir soyut yapı, modern insan için ideoloji vazgeçilemeyecek bir metadır. Düşünmek, düşünmenin bilimini zorunlu hale getirecek materyalist bir toplumsal gerçeklikte özel ve kişisel hale gelmelidir. Bu bir gerekliliktir./5
Benim bilgi sahibi aydınlanmış insan olmam mümkün olsun olmasın insanları gerçeklerden mümkün olduğunca az saptırmam gerekiyor. Geleneksel felsefede Spinoza için bu bir zorunluluk olarak terimleştirilmiş(Felsefe okumuş, anlatmış ve uzun yıllar dostum olarak kalmış bir büyüğüm bana bunu öğretti). Benim için katı(dogmatik) bir biçimde bu bir gerekliliktir. Dogmatik olmak hem zihinsel hem otomatik eylemi bir araya getirmiş bir anlayıştır./7
Sosyal bilimler, ideolojileri belli ölçülerde olumlayan ya da olumsuzlayan bir genel bilimler ailesi olmak zorundadır. İdeoloji olarak ele alınan bir anlayış zihinleri gerçekten alıkoyabilecek bir fenomendir. Bu yüzden toplumsal ilişkiler ya baskı üreten ya da özgürlükçü olarak birbirlerinden katı(dogmatik) bir biçimde ayrılabilirler. Marks ise sosyal bilimlerin büyük insanı olarak büyüklüğü anlaşılamamış bir işi sunmuş. Marksizm-Leninizm ise tarihsel bir proje ile toplumsal bir gelişme başarmış ama bunu sürdürememiştir. Trajik bir gerçek olarak karşımızda gelişmenin sürdürülememesi bir başarısızlık olarak gözükmektedir ve acımasız dünyanın karşısına erdemli ve acıyan, büyük bir bilimsel aktivite gerçekleştiren insanın çıkması gerekmektedir. Tarihin dogmatik yorumlanmasına göre bu böyle./8
Sosyal bilimler toplumu genel olarak nesnel eğilimlerden anlama sporu olarak yorumlanabilir bir durumda. Marks ise umut güneşimiz. Siyaset ise maddi ihtiyaçlarımızı karşılayıp zihinsel temizlenme için önemli bir faktör olacaktır. Toplumsal ilişkilerin rahatsız edici taraflarından kaçtığımız ölçüde bu önemli olacaktır. Örnek olarak, Eskişehir'de kullanmadığım oy için 300 tl ödemeyeceğimi bildiğim zaman kendimi biraz daha iyi hissedeceğim /9
Bakış sunmak dışında toplumsal ilişkilere katkı verememek sosyal bilimlerin eksik yanı. Dünyayı devrimci bir şekilde değiştirmek hiçbir zaman anlamaktan geçmez. Toplumsal ilişkilerden geçer. Sınıf mücadelesini anlamaktan geçer. Benim okumamı anlamlandıran buydu. Buraya kadar okuyanlara teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.