Lucia’nın kadınlarıÖykü kitabı okumak tıpkı hayat gibi, nasıl yaşarken bazı anlardan nefret edersin, bazılarını unutamazsın ve bazılarını hatırlamazsın, öykü kitaplarında da öykülerin bazıları aklına mıh gibi çakılırken bazılarını anımsamıyorsun bile. Adı bile çok çekici olan bu kitapta da bazı öyküler beni çok etkiledi.
Kitapta şu öyküler var.
1.Angel’ın çamaşırhanesi
2.Doktor H. A. Moynihan
3.Yıldızlar ve azizler
4.Temizlikçi kadınlar için el kitabı
5.Jokeyim
6.El Tim
7.Bakış açısı
8.İlk bağımlılık tedavisi
9.Hayalet acı
10.Kaplan ısırıkları
11.Acil Servis Defteri 1977
12. Temps perdu
13. Carpe diem
14. Todo luna, todo ano
15. İyi ve kötü
16. Melina
17. Arkadaşlar
18. İpin ucu kaçtı
19. Elektrikli otomobil, El Paso
20. Seksapel
21. Genç serseri
22. Adım
23. Sokak köpekleri
24. Keder
25. Texas çiçekleri
26. La vie en rose
27. Makadam
28. Sevgili Conchi
29. Ağlamak aptallık
30. Yas
31. Panteon de Dolores
32. Hoşça kal
33. Bir gönül macerası
34. Gülümse bakayım bana
35. Anne
36. Carmen
37. Sessizlik
38. Mijito
39. 502
40. Burada günlerden cumartesi
41. Dur bir dakika
42. Yuvaya dönüş
Ve bu öykülerde pek çok ilginç karakter var. Çamaşırhanede çamaşır makinesinin içinde dönüp duran kızılderili çamaşırlarını izlemeyi seven bir kadın, diş hekimi dedesinin yanında ceza olarak çalışan küçük bir kız, tüm derdi insanlarda iyi bir izlenim bırakmak olduğu halde süreki çuvallayan bir çocuk, tatlılar tatlısı temizlikçi kadınımız Maggie May, acil servis hemşireleri, İspanyolca öğretmenleri, Bayan Lawrence, öyküsünün kahramanını kendinden oluşturan yazar, alkolizmle mücadele eden 4 çocuklu bir öğretmen, bunamış babasına bakan bir kadın, kürtaj olmaktan son anda vazgeçen bir kadın, saçlarına ateşböceğinden taç yapan kızlar, eşinin ölümünden sonra ilk kez yalnız seyahate çıkan bir kadın, bağımlılıktan kurtulmaya çalışan kadınlar, kitaplarını çevirdiği ve sadece telefonda konuştuğu bir yazarın çiftliğinde bir hafta geçiren bir kadın, tatil yapan ve tatilleri sırasında macera yaşayan pek çok kadın, yıllar önce kendisine aşık olmuş çok ama çok sıkıcı bir adamla buluşan bir kadın, kanser hastası kız kardeşi ile ilgilenen bir kadın, nefret ettiği annesini ölümünden sonra hatırlayan ve anlamaya çalışan bir kadın, alkolikler, bağımlılar, hayatı yarın yokmuş gibi yaşayanlar, hiçbir şeyi umursamayanlar, hayatını ziyan edenler, hayatını dolu dolu yaşayanlar, tehlikeye bayılanlar ve hiçbir şeyden korkmayanlar.
Luicia Berlin, bir öyküsünde üniversitede okuyan bir kızın ilk yazdığı öyküye arkadaşlarının verdiği tepkilerden söz ediyor. Ona diyorlar ki ancak kendi hissettiklerini yazmalısın. Büyük ihtimalle bu hayatından bir parça ve muhtemelen ilk öyküsüne de bu tepkiyi almış. Bence bu yüzden öykülerindeki kadınlar hep kendisi. Tıpkı öykülerindeki kadınlar gibi onun da dört oğlu var, hayatı boyunca alkol problemiyle mücadele etmiş, skolyozu var, Şili’de Meksika’da yaşamış, çocukluğu maden ocaklarında geçmiş, temizlikçilik ve öğretmenlik yapmış. Yaşadığı ne varsa öykülerine koymuş bu gözüpek, çılgın kadın. Öylesi tatlı, sevilesi bir insanmış belli ki. Çok severek okudum öykülerini. İyi ki yazmış.