Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #ŞaleKöse #Kitapsız! #ArtshopYayınları #Roman #132Sayfa #Papatyakitaplığı Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Artshop Yayınları'ndan çıkan, Şale Köse'ye ait "KİTAPSIZ!" isimli romanla geldim. Kitap incelemelerimi yaparken; farklı yazar isimleri de ilgi alanıma giriyor. Söylerken keyif duyduğumuz bazı kelimeler vardır. "Şale" de sanki bunlardan biri. Kulağa hoş geliyor. Şimdiden sevdim. Anlamı: Fransızca “chalet” kelimesinden türemiş, “dağ evi”ymiş. İlginç. Sevgili yazarımızın bir kitabı daha var. İsmi "Şale - Hayatın Gerçeklerinde Gerçek Bir Hayat Hikyesi". "KİTAPSIZ!" hepimizin rolünün olduğu bir roman. Okuyan herkesi içine alıyor, sorguluyor, düşündürüyor, vicdanımızla baş başa bırakıyor. Yani, şapkamızı çıkarıp önümüze koymamızı salık veriyor. Hayatın muhasebesini yapacağımız bir roman anlayacağınız. Ben okurken uzun zamandır kendimle bu kadar hemhal olmamıştım. Yüzleştiğim, biraz çekindiğim, hatalarım, pişmanlıklarım, insanlığım hakkında çokça düşündüğüm anlara sürükledi. "KİTAPSIZ!" içsel bir yolculuk. Her şeyden önce insana kendi içine bakmayı ve kendi içinde neler barındırdığını keşfetmeyi öğretiyor. Zira insan, aslında kendi içinde barındırdığı şeyler kadar önemli ve tüm bu şeylerin toplamı insana bir karakter, bir kimlik, bir yapı veren ana unsuru oluşturuyor. İnsanoğlu yüzyıllardır bir anlam arayışı içinde. Kalbine değen bir ses, bir dokunuş onu zamanla bir arayış içine ve aradığı şeyi bulmak için bulduğu fikrin diyarında bir oradan bir oraya savuruyor. İnsan, neyi aradığını bilebilmesi için öncelikle kendinde olan yitiği farketmesi lazım. Neyi kaybettik ki onu aramakla meşgulüz! İşte bu noktada İmam Mehmedin hikâyesi başlıyor. Acaba o ona ondan daha yakın ve içinden de içeri hangi ulvi duyguyu kaybetmişti? "KİTAPSIZ!"; başlangıç cümleleriyle okuru kitaba kilitliyor: "Randevuevinde sabahlamıştım bir kadının koynunda. Başka bedenlerin kokularının da sindiği çarşaflara eşlik eden ter kokusu başımı döndürüyordu. Günün aydınlanmasına az bir vakit kalmıştı. Bense o yataktan çıkmamak için canımı bile verebilirdim." Böylelikle ilk günah ve pişmanlığın temellerinde ruhunun eridiğini hisseden İmam Mehmet; belki de vicdanını temizlemek, ya da rahatlatmak, haklı çıkarmak adına suçu" şeytan kandırdı" rahatlığına bırakıyor. Peşi sıra aile hayatı, iş ve dostluk hayatı da kötüye gidiyor. Bir yandan pişmanlığın soğuk rüzgarlarını kalbinde hissederken, diğer yandan Allah'a sığınmaya, tövbe kapılarını bu utançla nasıl çalacağı hesabında kıvranıyor. Kibir, hırs ve büyüklük duygusuyla kötü tarafına hizmet etmekten çekinmese de, esasen içi içini yiyor. Biliyor ki; düşkünlüğü de kendine, düşmanlığı da kendineydi. Sonuçta inancı, nefsi ve arzuları arasında sıkışıp kalmıştı Mehmet. İnsan olmak ile insan kalmak arasında ezilmiş, adalet terazisini bir türlü tutturamamıştı artık. Ne bir el uzanıp Mehmedi o sonsuz boşluktan çekip çıkarabilirdi ne de biri o boşlukta bulabilirdi. Aniden uyuşan bedeni dengesini kaybettirmişti artık. Sonrası yoktu kayıptı. Güven ve inanç varlığını çok öcesinde unutturmuş arkadaşlarıydı artık. Derin bir kuyuda en diplerde sesini duyuramayan Mehmet, uzun bir yokluğa dalar. Uhrevi alemde, hesaplaşma çetin ve zorlu yoldur şimdi. Bu alemde kutsal kitap emanet edilmiş, Baş Emanetçi sorularını sormaya başlamıştı. Yüzyıllardır duvara asılan, ancak tek cümlesini dahi anlamayıp, sadece Allahın ipi dedikleri şey kime nasıl hangi faydayı sağlardı ki? Tüm pişmanlıklar ve günahların hesabı nasıl kapanırdı şimdi? Sevgili okur; bu roman insan olma sanatının inceliklerini anlatan, ayna misali içimizi gördüğümüz, derin felsefi, psikoloji ve tasavvufi unsurları barındıran bir eser. Kısa soluklu uzun bir yolculuk. Elinize aldığınızda yola revansınız demektir. Bu dünyada en çok korkulması gereken canlılar siz insanlarsınız. Karnınızı doyurmak için değil de, öfkenizden öldürürsünüz. Kendinizi korumak için değil de hırsınızdan bir diğerine saldırırsınız. Dünyanın sadece size ait sanırsınız ama içinde bir nokta kadar bile yeriniz olmadığını bilmezsiniz. (Say. 87) Kolay, vicdana yatkın, inancıma uygun, insanlar tarafından kabul görebilecek, muhteşem bir hesapla yerine oturtulmuş müthiş bir bahaneydi şeytanı suçlamak! Beni yolumdan geri çevirmeye çalışa, aslımı inkar ettiren, rotamı şaşırtan ondan başkası olamazdı. (Say. 12) Kırdığınız kalpler, hançer olup saplanır göğsünüze. (Say. 31)
Kitapsız
KitapsızŞale Köse · Artshop Yayıncılık · 20249 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.