Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Okuyucu Yorumu
Zilan Erbek Arıkan
Zilan Erbek Arıkan
Harese
Harese
#Repost @tubisneokuyor with @use.repost ・・・ Herkese Merhaba 🪐 Bugün sizlere @zilan_erbek_arikan kaleminden #haresesoğukbedenler kitabının yorumu ile geldim🪶 Mart ayının ikinci korku ve gerilimi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir kitap ile sizlerleyim.✨️ ওYaklaşık dört ay önce Karadeniz Bölgesi'nde bulunan, Rize iline bağlı, Dipsiz Kuyu köyü civarında sebepsizce beş kişinin kaybolması jandarmayı ayaklandırmış. Birkaç ay soruşturma devam etmiş fakat bir sonuç alınamaması durumunda, kayıp insanların ailelerinin baskısıyla İç İşleri Bakanlığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün olayı ele almasını istemiş. Polisler arama çalışmalarına devam ederken, kayıp arkadaş grubu ihbarı ile kayıp sayısı on beşe yükselmiş. Sonuç itibariyle olay ülke gündeminde yerini almış. Baskılar sonucu cinayet büro başkomiseri Bahoz ve ekibi olayı sessiz bir şekilde soruşturmak için olay yerine gelirler. Ekip civar köylere, Bahoz oraya yerleşir ve olayı çözmeleri için çalışmalara başlarlar. Bahoz aylardır ulaştığı bütün ipuçlarına göz attığında olayın köyün yakınlarında ki ormanda bittiğini farkeder. Ormanda bir şeyler olduğunu hissediyordur ve köyün çobanı ormana çağırdığında sona yaklaştığını düşünmüştür. Ama asıl hikâye şimdi başlıyordu... ওAile rutini haline gelen Karadeniz Bölgesi şelale kenarı kamplarına bu sene de büyük bir hevesle gelmişti Yekta ve ailesi. Çadırlarını kurmuşlar, ateşi ortalarına alarak yemeklerinin ve sohbetin keyfini çıkarıyorlardı. Sıra her sene olduğu gibi hikâye faslına gelmişti. İlk babası başlamak istediğinde korkunç bir hikâye geleceğini hissetmişti Yekta. Babası hikâyeyi o kadar korkuç bir şekilde anlatmıştı ki, daha fazla dayanamayıp yarıda kestirmişti kızı. Sinirle çadırana giderek kitap okumuş, ailesi çoktan uykuya daldığı sırada o da uyumak için gözlerini kapatacaktı ki... ateş ile çadırı arasında büyük ve ince olan, iki ayağı üzerinde yürüyen, başına yapışık uzun kulakları, tüysüz kafası, geniş anlı, kocaman göz çukurlarının içinde hareketsiz grimsi göz bebekleri, burun yerine derisine bitişik iki siyah çukur, büyük ince bir ağızdan fırlayan birbirine kenetlenmiş sivri onlarca diş, sivri bir çene, uzun kalın boynun altında dümdüz beyaz bir gövde, uzun ince dizlerine kadar uzanan kollar, ince pençe gibi el ve ayak tırnakları olan beyaz bir varlığın ona yaklaştığında her şey için ya çok geç olacaktı yada hayat yeniden başlayacaktı.. Gözünü açtığında leş ve kan kokusunun burnuna dolmasıyla kendine gelen Yekta kapkaranlık bir mağarada olduğunu, buradan çıkmanın yolunu bir an önce bulması gerekiyordu. Mağara içindeki onlarca ceset ve kan gölünden anlaşılıyor ki bu şey tek değil, belki de binlerceydi.. ಇO şeyler neydi? Nasıl ortaya çıkmıştı? Onları yok etmenin yolu neydi? Ölüme mahkum mu olacaklardı? Bahoz ve Yekta'yı nasıl bir son bekliyordu? Yolları kesişecek mi? Kayıpların sebebi o şeyler mi? ಇOlayı öncesi ve sonrası olacak şekilde ele alan yazarımız, 355 sayfalık gizem, gerilim, macera, aksiyon, kan ile yine bizleri geriyor ve muhteşem bir sona hazırlıyor. Devam kitabının bir an önce biz okurlarla paylaşmasını büyük bir istekle belirtmek isterim.🙏🏼 Çünkü öyle bir yerde bitti ki bizleri neler bekliyor kestiremiyorum. Sonunun bu kadar farklı bir şekilde bağlanması, gerçekle kurgunun uyumu beni hayrete düşürdü. Devamı bir an önce gelsin hocaammm.🫶🏻 Yazarımız bu eserini 19 yaşında kaleme almış, ikinci kitabıdır. Müthiş kurgu yeteneğine sahip yazarımızın ilk kitabında o tadı aldıp, bu kitabında ise bir tık daha üstü korku ve gerilimi hissedip, yine soluksuz okudum.🙏🏼
·
1 artı 1'leme
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.