Ethem bunun arkasından Meclis'e bir telgraf göndererek, onun yasallığı-
nı tartışma konusu yapmak istedi. Ülkenin savaşa devam edemeyecek kadar
yorgun ve bitkin olduğunu ileri sürüyor, düşmanla barış görüşmelerine girişilmesinde ısrar ediyordu. Telgrafina *Umum Kuvayımilliye Kumandanı" diye
imza atmıştı. İstanbul'un kendisini destekleyeceğini umarak, bir örneğini de
sadrazama göndermiş, buna eklediği açıklayıcı bir mesajda da Meclis kuvvetlerine karşı saldırıya geçmek niyetinde olduğunu ve bu konuda Yunanlilarla da anlaşmış bulunduğunu bildirmişti. Mebuslar büyük bir öfke içinde, gizli bir toplantı yaptılar. Daha sonraki açık oturumda Mustafa Kemal, Ethem'le kardeşlerinin hem Yunanllar, hem Ruslarla giriştikleri entrikaları açıkladı. Onlardan söz ederken hâlâ nezaketle ""bey"" unvanını kullanıyordu. Mebuslar, * Kahrolsunlar!" diye bağırmaya baş-mladılar. Bir mebus, kızgınlıkla, * Paşa hazretleri, artık bey demeyiniz, hain deyiniz!" diye bağırdı. Mustafa Kemal, Reşit'in mebusluktan atılmasını önerdi.
Bu öneri mebusların alkışları arasında kabul olundu. Mustafa Kemal'in birlikleri Kütahya' ya yürüyüp, kenti herhangi bir direnmeyle karşılaşmadan işgal ettiler. Arkadan Çerkez Ethem'i, güneybatt yönünde kovalamaya başladılar, Can kaygısına düşen çeteciler, düzenli ordu
kuvvetlerine karşı hemen hiç karşı koymamışlardı. Kısa bir süre sonra, Mus-
tafa Kemal'in kendi sözüyle, "Ethem ve kardeşleri, kuvvetleriyle birlikte, düşman saflarında layık oldukları yeri aldilar."