“Dağılmayı seviyordu kimi zaman. Dağılıp toparlanmayı. Sonra yeniden dağılmayı. Gülüyor. Uzanıp kaşlarımı düzeltiyor. Yanağımı okşuyor. Gidelim, diyor. Nereye, diyorum. Gitmek diye bir yer yok mu sence? Gitmek. Canlıya ne çok yakışıyor bu eylem. Dünden hazırdı sırt çantalarımız. Çıktık.”